Kitap kapağının vasat, anlamsız ve
pikselleşmiş gibi görüntüsü aldatmasın sizi. İçeriği sürükleyici, anlatımı
doyurucu, hikâyesi baş döndürücü bir eserdir.
Aydın Arıt,
başlarında bir avukatın bulunduğu üç kişilik bir çetenin illegal işlerini
anlatmaktadır. Avukat Huruç Bey müşterilerinin adına öldürülecek işleri alan
kişidir. Arkadaşı Ruhi yapılacak işi keşif ve araştırmakla görevlidir ve Mehmet
ise işi bitiren öldürmeyi bir iş meslek gibi düşünen ve bundan da zevk alan
birisidir.
Huruç almış
olduğu işlerin en ufak ayrıntısına kadar araştırma görevini Ruhi’ye vermişti.
Mehmet ise bütün soğukkanlılığı ile gidip öldürülecek kişiyi öldürmekle
görevini yerine getiriyordu. Bir gün toplantıları sırasında Mehmet kızgın bir
bakışla Huruç’a “En büyük hayalim seni de öldürmek” demişti. Bu korku yıllarca
Huruç’tan gitmemişti ama onlar birlikte iş yapmaya devam etmişlerdi.
Huruç, Lerzan ile tanışmış ona aşık olmuştu. Yurt dışında
bulunan kocasının öldürülmesi ve kocasının aradan çıkması için Mehmet’i
görevlendirdi. Fakat daha sonra Lerzan’ın kocasının aslında kanser olduğunu ve
zaten birkaç aya kadar öleceğini öğrenince Mehmet’in öldürmesini engellemek
için İngiltere polisini arayarak onu korumaları gerektiğini söyler. Mehmet her
şeyden habersiz sadece işine odaklandığı için ve işinin profesyoneli olduğu
için öldürmeyi başarmıştır. Fakat kendisini gammazlayanın Huruç olduğunu
bildiği için yıllarca intikam için beklemiştir.
Huruç Lerzan ile evlenmiş bir de kız çocuğu olacağı haberini
almıştır. O gece arkadaşlarıyla beraber eğlenmek için hep beraber dışarı
çıkmışlar fakat kadınlar eğlence yerine önceden gitmişlerdi. Dört erkek arkadaş
yolda kendi hallerinde yürürken Huruç’un üzerine bir araç hızla gelir. Araba
Huruç’a çarpmamıştır ama dengesini yitiren Huruç bir dükkânın camından içeri
girer. Her tarafı kanlar içindedir ve aşırı derecede kan kaybetmektedir. Acilen
doktor arkadaşı karakola giderek orada ambulans gelene kadar tedaviye
başlamıştır. O sırada yoldan geçen bir vatandaş yardım
etmek için karakola gelir ve o da kan vermek ister. Huruç yanlış kan sonucu
ölür. Ölür ama öldükten sonra da katilini ifşa eder. Karakolda bulunanlar şöyle
der; Öldükten sonra katilini söyleyen ceset…
ARKA KAPAK
Başlarında bir avukat olan üç
kişilik bir çete, yüklü paralar karşılığında ‘müşterilerinin’ sorunlarını yasa
dışı yollarla çözmektedir.
Ekibin tetikçisi, her adam
öldürüşünde farklı ve yaratıcı teknikler kullanır ve cinayetlerini birer
başyapıt olarak görür. Ona göre, "Adi bir katil değil, bir cinayet
üstadı"dır. Zaman içinde çete dağılır, lideri olan avukat ise aşık olduğu
kadının sayesinde kendini farklı ve daha sakin bir hayatın içinde bulur.
Ancak zamanında bu üç kişiyi bir
arada tutan çıkar ilişkisi ve kirli geçmişleri peşlerini bırakmayacak,
aralarında sorunlara yol açacak ve en sonunda birbirlerine duydukları nefret
tehlikeli bir boyut almaya başlayacaktır.
Sapıklar, 2003 yılında aramızdan
ayrılan Aydın Arıt’ın, yayımlandığı yıl olumlu eleştiriler alan, 1950’lerin
plajları, sahil gazinoları ve kulüpleriyle ünlü İstanbul’unda geçen heyecanlı,
sürükleyici ve eğlenceli bir ‘suç romanı’.
KİTABIN ADI : SAPIKLAR
YAZARI : AYDIN ARIT
YAYINEVİ : İNKILAP/2005/2.BASKI/256 SAYFA


0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?