AHMET MİDHAT EFENDİ- MESÂİL-İ MUĞLÂKA

Mesâil-i Muğlâka -Ahmet Midhat Efendi



Ahmet Midhat Efendi bir derya bir efsane bir dehadır. Abarttığımı düşünenler Ahmet Midhat Efendi’yi ya okumayanlardır ya da bir iki kitabını okumuş diğerleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmayanlardır. Oysa Ahmet Midhat Efendi 200’den fazla eseri ile, yüzlerce yazıları ile, dönemin imkansızlığı arasında edebiyat, tiyatro ve gazeteleri için verdiği mücadele ile tarihe adını yazdırmayı başarmıştır. Kolay değildir elbette evinin bir köşesini matbaa yapıp, karısıyla beraber makinenin başında basım yapıp kızlarına da dağıtım yaptırmak. Ahmet Midhat Efendi’nin hayatı hiç boşluğa ve boş zaman yer vermeyecek kadar dolu dolu geçmiş sürekli çalışmıştır.

İşte o çalışmanın ürünlerinden biri de bu nadide eser “Mesâil-i Muğlâka” olmuştur. Şimdi bu eseri de okuduğumuz için tanıtımını ve içeriğini yazacağız.
Kahramanımız Avrupa’da bir Osmanlı Türkü olan Abdullah Nahifi, bir kış günü bir Fransız serserisinin Rosette isimli bir bayana tecavüz etmesini engeller. Abdullah Nahifi dürüst, güçlü ve cesur bir adamdır. Paris’te hukuk okumak için bulunmaktadır. Abdullah Nahifi’den dayak yiyen bu Fransız genci ertesi gün Nahifi’nin bulunduğu kahvehaneye beş arkadaşıyla gelir ve saldırır. Nahifi bütün cesaretiyle bu beş gencin hakkından gelir. Bu olay Paris gazetelerinde geniş yankı uyandırır.

Aralarında samimiyet başlayan Nahifi ile Rosette buluşmaya başlarlar. Rosette terzilik yapmakta ve ahlaklı bir kadındır. Nahifi’nin de kapı komşusu olan Michelle valide Nahifi’ye oğlu gibi sahip çıkar ve onu koruyup kollamaya çalışır. Rosette terzilik için gittiği Madame De Rose Bouton’un evininde bir kağıtta Abdullah Nahifi isminin yazıldığı bir kağıt görür. Rosette içten içe kıskanır ve Madame De Rose Bouton’un Abdullah Nahifi’iyi tanıyıp tanımadığını araştırmaya başlar.

Abdullah Nahifi kavga ettiği Fransızlarla düello yapmaya karar verir. Michelle valideye “Çekmecedeki kâğıdı ben eve dönmezsem alıp oku” diyerek evden çıkar. Nahifi güçlü ve cesur olduğu kadar da merhametli birisidir. Düello yaptığı gençleri yenmiş olmasına rağmen onlara hiçbir zarar vermeyerek adını gazetelere yine yazdırmayı başarır. Aslında Nahifi gazetelerin kendisini yazmasını istememektedir fakat Avrupa gibi medeniyet! Sahibi ülkelerde bir Osmanlı gencinin merhameti görmezden gelinememektedir.

Madame De Rose Bouton ise aşufte ve kocasını aldatan zengin bir kadındır. O dönemin borsacıları arasındadır. Hisse senedi alıp satmakta ve bu şekilde para kazanmaktadır. Bir kâğıtta Abdullah Nahifi ismi yazıyor demiştik. Gerçek Abdullah Nahifi’nin adını kullanan sahte Nahifi bu sayede Madame De Rose Bouton’u tuzağına düşürmüştür. Fakat Rosette sahte isimle olan bu kişiden haberi olmamakta ve Madame De Rose Bouton’un Abdullah Nahifi ile bir otelde buluşmasını bilmektedir Gizlice Madame De Rose Bouton’u takip eder. Rosette otelde bütün gerçeği öğrenir ve sahte isim kullanan kişinin aslında bir dolandırıcı olduğunu anlar. Tam o esnada Madame De Rose Bouton’un kocası da bunları yakalar.
Kitabın sonunda “Hatime”den alıntı
Maison Doréé’deki şu rezalet gecesinden sekiz sene sonra idi ki İstanbul’da Aksaray semtinde orta halli kibardan bir zatın “konak yavrusu” tabir olunan hanesine bir madam giriyordu. O hanede biri altı yaşında erkek diğeri dört buçuk yaşında bir kız olarak iki çocuk bulunup bunlar bir Fransız muallimesinin dest-i terbiyesinde büyütülmek isteniyordu da bu giren madam dahi o muallimliğe tavsiye olunduğu için gelmişti. Madamın ismi Julie Marco idi. Fakat hanenin hanımı ile görüşmeleri neticesinde muallimelik hizmetine kabul görülmedi. Sebebini sorduğunda hanım gayet fasih bir Fransızca ile:
-Siz Madam Julie Marcos değilsiniz. Siz Madame De Rose Bouton’sunuz. Ben de dikişçi kız Rosette’yim ve Abdullah Nahifi’nin karısıyım da onun için. Dedi.


KİTABIN ADI      : Mesâil-i Muğlâka
YAZARI                 : Ahmet Midhat Efendi
ÇEVİRİ                  Ali Şükrü Çoruk, M. FAtih Andı, K. Yetiş
MUHARRİRİ      :Mehmet Cevdet
SAYFA             : 151 / TDK


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu