Sakıncalı bir kitap mı okudum? Çok mu
ayıp? Elbette hayır! Sadece insan için değil bütün canlılar için önemli olan
bir kural vardır; Homeostasi (iç denge). Bir canlının anlık
olarak değişen çevre şartlarına karşı vücudunda meydana gelmiş olan kısa süreli
değişikliklerdir. Canlılar hayatta kalabilmek için yaşadıkları çevre ile
vücutlarını denge halinde tutmak zorundadır.* Bu çevresel etkenlerin içerisinde
üreme de bulunuyor olsa da bunun diğer yönünde tatmin olma amacı da yer
almaktadır. “Çevresel etkenlerin” cinsel arzu ve şehvet üzerindeki rolünden
doğan hemcinse yönelme durumunu psikolojik olarak reddedemeyiz. Her ne kadar
tabu, ayıp, günah, yasak vb terimler içerisinde hapsolunmuş
olsa da eşcinsel ilişkileri sadece günümüzde değil, tarih öncesi medeniyetlerde
de görmekteyiz. Birçok kavimler bu sapkın hareketlerinden dolayı Kur-an’ı Kerim’de
helak olduklarını söylemektedir. Fakat Allah’u Teâla bu sapkınlığı yasaklamış
olmasına rağmen insan neden dolayı bu arzusuna karşı koyamıyor yahut bu
sapkınlıktan vazgeçmiyor? Kitapta bunun nedenlerine yer verildiğini
söyleyemeyiz fakat bize göre; toplumsal birliktelik, bireysel ayrışıklık
duygularda değişime neden olan bir hastalık olarak çıkmaktadır. Konu üzerinde
çok fikir belirtmek istemiyorum. Fakat Halit Erdem Oksaçan’ın “kültürel
çalışmalar” başlığıyla edebiyatta hemcins ilişkilere yer vermiş olduğu
derlemeler konuyu özetlemektedir.
Yazarın
5 serilik çalışmasının ilki olan “Hemcinsine Tutkun Bedenler” isimli kitabı
gayet kaliteli, donanımlı ve güçlü bir alt yapısının olduğunu göstermektedir.
Toplumun yok saydığı fakat yeraltı dünyasının içinde yaşamaya devam eden bu
çarpık ilişkilerin edebiyat kitaplarında yer aldığını sergilemektedir.
Benim
en çok ilgimi çeken husus ise; 1942-1992 yıllarında Milli eğitim Bakanlığınca
basılan romanlarda da eşcinsel ilişkili romanların yer almış olmasıdır. Aleni
eşcinsellik vurgusu ve konusu bulunan romanlar Milli Eğitim Bakanlığınca piyasaya
dağıtılmıştır.
Kültürel
bir çalışma olarak değerlendirilip okunmasının konuya açıklığı dahilinde önemli
olduğunu düşünüyorum.
Dönemin koşullarında ortaya çıkan edebiyat ürünlerinde
hemcins aşkları ve eşcinsellik olumlu ve olumsuz
yönleriyle ele alınmıştır. Edebiyattaki mevcut temsillerin eşcinsel
karşıtlığından cinsiyetçiliğe, erkek egemen anlayışından patolojik karakterlere
dek çeşitlilik arz ettiği görülmektedir. Eşcinsel karakterlerin birçoğu saplantılı,
sorunlu, aile ve toplumla çatışan bireyler
olarak gösterilmektedir. Kuşkusuz bunu yalnızca eşcinsel karşıtlığı
olarak algılamak ve yorumlamak doğru değildir.
Zira ele alınan sorunlar üzerinden eşcinsellerin kimlik mücadelesi ve hak
talepleri dile getirilmeye çalışılmıştır.
S 145
ARKA KAPAK
Cinsel kimliklerin siyasal ve toplumsal düzlemde görünür olmadığı,
cinselliğin baskılandığı ve yasaklandığı dönemlerde edebiyat göreli
bir özgürlük alanı olmuştur. Halit Erdem Oksaçan
elinizdeki “Hemcinsine Tutkun
Bedenler" kitabında, cinsiyet rollerini ve cinsel kimlikleri modern dünya edebiyatındaki yansımalarıyla ele alıyor; hemcins aşkıyla eşcinselliğin açık ya da
örtük olarak işlendiği eserlerde aşkın,
bedenin, duygulanımın ve hazların dile getirilişini
irdeliyor. W. Shakespeare, D.H. Lawrence, Oscar Wilde, Apollinaire, Virginia Woolf, André Gide, Thomas Mann,
Lawrence Durrell, James Baldwin, Jean
Cocteau, Yukio Mişima, Jean Genet, Christopher
Isherwood, Truman Capote gibi yazarların eserlerindeki sodomizmden homoerotizme, hemcins aşkından eşcinselliğe
cinsel kimliklerin bedensel ve duygusal
geçişkenlik gözler önüne seriliyor.
Cezaevinde genç erkeklere sarkıntılık eden
oğlancı mahkûmlar; Kuzey Afrika gezisinde
genç bir Arap'ın ayak bileklerinden tahrik olup eşcinselliğini keşfeden yazar; barlarda ve umumi tuvaletlerde müşteri
bekleyen genç erkekler; ergenlikte hemcinsine âşık
olup bir ömür bu aşkla yanıp tutuşan
sadık âşıklar; sevdiği oğlanı kimseyle paylaşamayıp kıskançlık kriziyle öldürmüş Zenci; uzun deniz yolculuklarında
sefer ve yatak arkadaşlığı yapan
denizciler; hemcinsiyle aynı yatakta karısına yakalanınca intihar eden genç adam; hemcinslerinin bedenine taparcasına ilgi duyan, kadın bedeninden tiksinen
erkekler; erkekleri çocuksu bulan kadınlar;
emrindeki askerlere âşık komutanlar: genç ve
yakışıklı tayfalarıyla cinsel ilişkiye giren kaptanlar; kadın kılığında müşteri bekleyen seks isçileri; şuh kahkahaları ve tavırlarıyla
gece hayatının vazgeçilmezi efemineler,
travestiler; kandan, acıdan ve işkenceden
haz duyan eşcinsel sadistler, mazoşistler ve fetişistler: cinsel kimliklerinden ötürü gasp edilen, taciz edilen,
tecavüze uğrayan eşcinseller; sevdiği
erkek uğruna karısını dahi gözden çıkaran tutkulu âşıklar; erkeksi kadınlar, kadınsı erkekler.
Son yıllarda, eşcinsellikle ilgili dikkat çekici
tarih araştırmalarına imza atan Halit
Erdem Oksaçan, beş ciltten oluşan "Modern Dünya Edebiyatında Eşcinsellik" dizisinin elinizdeki
ilk kitabıyla okurlarını bu kez ilginç
bir edebiyat yolculuğuna çıkarıyor.
KİTAP ADI : HEMCİNSİNE TUTKUN BEDENLER
YAZARI : Halit Erdem OKSAÇAN
YAYINEVİ : Agora kitaplığı/2015/s: 153
*https://www.selinhoca.com/canlilarin-ortak-oezellikleri
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?