TÜRK DİLİ DİL VE EDEBİYAT DERGİSİ - TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜ ÖZEL SAYISI






Kitap Adı: Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜ ÖZEL SAYI

AYLIK DİL VE YAZIN DERGİSİ

YIL 25, CİLT XXXII, SAYI 286 1 Temmuz 1975

Sayfa: 410

 

TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜ ÖZEL SAYISI

Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisinin 18. Özel sayısında yer verdiği Türk Öykücülüğü özel sayısı incelemeler ve kronolojik sıra ile kısa öykülere yer verilmiştir. En başta Selim İleri’nin incelemesi ile öykücülük dünyasına adım attığımız bu eserle Aziz Efendi’den (1867) Samipaşazade Sezai’ye (1900) oradan çıkıp Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil’e (1920) uğruyorsunuz. Ziyaretleriniz sizi Sebahattin Ali’nin UYKU isimli öyküsüyle bir dere kenarında uykusuna yenik düşen kamyoncuya getiriyor. Bir müddet SES’i dinleyip ardından Cahit Sıtkı Tarancı’nın Dördüncü Sevgiliyi Ararken’ki halini görüyor sizde peşine düşüyorsunuz. Nihayet Umran Nazif Yiğiter’in Süslen Berberi’nde anılarla bir muhabbete dalıp gidiyorsunuz.

 

Evet, bu tür özel sayılarla basımı yapılmış eserler aslında birer şaheser niteliği taşıyan eserlerdir. Sebebi ise yukarıda izah etmeye gayret ettiğim üzere bütün yazın dünyasını aynı anda görebilmenizi sağlıyor olmasındandır. Tek başına olmasına rağmen içerisinde koca bir dünya vardır. Yukarıda zikrettiğimiz isimlerle hepsiyle bu eserler içerisinde buluşma imkânınız oluyor. Bu yüzden bu tür eserler “kaynak eser” niteliği taşıyan ender basımlardır.

 

Tabii bu eseri okuduğumuz da aklımıza kat’i surette ilk gelen “Öykü mü yoksa Roman mı yazmak zor?” sorusudur. Bu yüzden eserin daha en başında bunun cevabını veren kişileri göreceksiniz. Bu isimlerden bazıları; Fakir Bayburt, Füruzan, Necati Tosuner, Bekir Yıldız, Dursun Akçam, Tomris Uyar gibi onlarca usta kalemlerden cevaplar alabilirsiniz.

Eserin sonunda ise (ben bitirdikten sonra fark ettim)  özel sayı içerisinde yer alan öykülerde geçen sözcüklere ilişkin, sözlükte mevcuttur.

Bu güzel çalışmayı aslında önce tek bir kitap halinde ele almayı düşündüm ama daha sonra içerisinde yer alan öykücüleri ve öyküleri ayrı ayrı TAKRİZ çalışmasına dahil etmenin daha faydalı olacağı kararını aldım. O yüzden okuduğum bu öykülerin kısa kısa özetini ayrı çalışma içerisinde TDK TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜ başlığıyla kaydedeceğim.

İçerisinde yer alan bu öyküleri sade ve tanıtıcı bir yazım ile takriz hazırlayacağım. O yüzden bu yazı ana yazı olup diğerleri buna istinaden hazırlanacaktır.


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu