Türk Dili- Türk öykücülüğü - HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR - MİSAFİR

Hüseyin Rahmi Gürpınar

MİSAFİR

Türk Dili- Türk öykücülüğü

 

Misafir isimli öykü Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1943 yılında yayımladığı Melek sanmıştım Şeytanı isimli eserindeki 5 öyküden birisidir.

MİSAFİR

Hane sahibi izzet Efendi sofu,musalli bir zattır. Evlerine misafir olan Halil Efendi Anadolu Kavağı’nda ufak bir memurdur. Halil Efendi, iki çocuğu ile beraber İzzet Efendi’nin evinde misafir olmak zorunda kalır. Halil Efendi akşamcıdır. Ayrıca yüzsüz ve kinayeden dahi anlamayan biridir. Hane sahibi her akşam evine cebinde rakı ile gelen Halil Efendi’ye dayanamayarak açık bir şekilde;

-Efendim, bu olur mu? Her akşam cebinizde rakı ile geliyorsunuz.

Yüzsüz misafir hemen diğer suretle tefsire atılarak;

-Efendim misafirperverliğinizin cidden mahcubiyim.  Rakımı yanımda getirmeyipte onu da mı size aldırayım? Yok artık bu kadarcığına müsaade buyurunuz da bari içkimi olsun kendim alayım.

Haneye geldikleri on dokuz gün olmuş ve artık hane sahipleri bu yüzsüz aileye tahammül gösteremeyecek hale gelmişlerdi. Bir gün hane sahipleri bir odaya toplanarak kapıyı sıkıca kapatırlar. Büyük Hanım, Zarafet, Dadı, evin kızı Cezalet Hanım hep bir ağızdan bu gitmek bilmeyen misafirlerden dert yanmaya başlarlar. Bu şikayetleri kapı ardından duyan misafir Hanım kapıyı vurur. Duyulduklarını anlayan ev sahipleri kapıyı açınca  gözyaşları içerisinde ağlayan misafir Hanım’la karşılaşırlar. Misafir Hanım

-Allah’a ısmarladık hanımlar. Sizi rahatsız ettik. Hakkınızı helal edin

der. Hanımlar hemen pişman olmuş ve sanki o şikayetleri hiç biri etmemiş gibi nedamet göstermeye başlayarak

Cezalet Hanım- Vallahi salıvermeyiz.Bırakmayız nafile

Zarafet- Olur mu hiç? Mümkün değil salıvermeyiz

Diyerek çocukları alıp mutfağa götürürler.

*****

Bu güzel hikaye elbette dönemin yaşayışı, hane halkının kültürü ve insanların hassasiyetlerini bize harika bir şekilde aktarmaktadır. Belki sıradan bir deyimle “ziyaretin kısası makbul” demiş olsakta, bir yandan Türk toplumunun misafirperverliğine, nüktelerine ve serzenişlerine de göz atmış oluyoruz.