Tanıtım Ve Değerlendirme:
Filiz Kalkışım Çolak
Yaz mevsimi böyledir, uyandırıverir insanı kozasında kavrulan düşler alacasına. Damlar derinliklerinize nazlı edalı, dallarda tüten akşamlar. Çığlıklarında yıkanır ay ışığı, köpüklü dalgaların kucağından alır ,alır ah sırılsıklam kaldığınız sabahların koynunda sızlayan ateşlere bırakır.
Aldanmışlık
büyür de büyür gider içinizde. Tek başına olduğunuzu, bir hayalde
bulduklarınızda dağlanırken anlarsınız. Sonrası mı, yine devam eder bitmek
bilmeyen düetler senfonisi! Entarisinden sıyrılır gece, kimseler görmez kimseler
bilmez ya, yıldızları seyre daldığınız gizlerini o sevdanın, ah aşkın, masmavi
deryaların koynunda! İyotlu saçlarından akarsınız yakamozların. Mevsimin önemi yoktur.
Size hep bahardır sabahı akşamı gurubu… Bir kız çıkar koynaklarınızdan sızım sızım,
sahici bir menekşe! Ellerinde şarkılı türkülü konfetiler. Öylece yağar da yağar
sıcağınıza, sahici bir çıplaklığın alabildiğince açıldığı en ırağa ırağınıza,
ıssızlığınıza ekilir gök avlu erguvan salkımlarının şurubuyla. Çıplak
ayaklarının ardından kalkar kuşlar. Siz, hala gece sanırsınız, alır sizi şafak
alır kıpırtılarında ışıl ışıl yanan iç denizlerin, sizin denizlerinizin, için
için söküldüğünüz kıyılarına bırakır. Dudaklarında zehirlenmiş bir zakkumun vişneçürüğü
tüttüğü kurumlarında bir şehre uyanırsınız. Her tarafınızdan dökülür sevda,
sarhoş melodilerin ince ıslak belinde tutuşur kirpikleriniz. Çatırdayan
diplerinizde açar su şulesi yansıyışlar. Hepten görünür içiniz, şeffaf
kalışlarınızın üstü bozulur. Senliği yavrular mayıs kokusunun. Cemresi baharın
emilir neminde, incelen teninizden sürüklenir kolları sevda çağlayanlarının.
İda çıkar gelir yine, Akdeniz turkuazları oynaşırken oylumlarında! Göğüs
çatalında tutunmuş bir gelinciğin mağrurluğuyla! Yeniden toplar eteklerini beline,
yürür, siz fesleğen gölü bir geceyi menevişlerinde ararken sabah sancılarının.
Saçlarından yağar yavruladığınız baharlar.
Sürü sürü cıvıltılı bir koynun
derinliklerinde hepten kaybedersiniz. Lakin bitmez senfoni! Aşkın portelerine
takılı kaldığınız o nağme selinin ruhunuza sızan sarhoşluğunda. Dağ çiçekleri
terler gözeneklerinizde, dizlerinize kadar basar sayıklayışlar. Yeşil
sürmelerinden denizkızının akar bucaksız kaldığınız okyanuslar. Denizin çağrısı
derken, güz yanığı bahçelere siner yüreğinizde çırpınan serçenin kanatları.
Çiylenir bakarken öylece koynunuzda aşk sevda. Vurulursunuz, göğsünüze
katmerlenen delgilerinde goncalaşırsınız, boynunuzdan boşalırken gardenya
kuşağı. Gök kız çırılçıplak rengini yansır, siz bir daha sobelenirsiniz
hayallerinizin nezdinde. Ve serüven
Şehlâ Menekşe’de bir çift bakışın buğulanan sarhoşluğuyla sürüklenir gider
sonsuzluk denizine kavuşma arzusuyla. Ta ki ilk duyduğunuz çığlığında senliğini
soluyuncaya değin sevdanın!
Sevgili
Bülent hocam, kısa ve öz şiirde tarzının en yoğun duyguları verebilmenin
ustalığıyla bizleri şiir deryasında ağırlıyor. Her şiirinde bitmekle bitmemek
arası bir derinliğe kapılıyorsunuz. Çünkü şiirin etkisi sizi gün boyu esareti
altına alabiliyor. Hatta unutulmayan dizelerin sarhoşluğuyla ruhunuzda izlerini
bırakıyor. Ay ışığı altında yanan bir sevdanın teninde ışırcasına o izler sizi
etkisi altına alıyor. Şehla Menekşe aşk yollarında bir çift bakışta kalanlara
ithaf ediliyor her zerreciğiyle. İyi ki varsınız hocam dilerim hiç incinmesin
şiir! Sonsuz saygılarımla.
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?