NEDİM TEPEBAŞI - AİLE

 


 Kitap: M.Nedim Tepebaşı

Değerlendirme ve Tanıtım: Filiz Kalkışım Çolak

 

Aile toplumun temel yapı taşıdır. Dolayısıyla aile toplumsal kuramlara göre farklılıklar gösterir. Türk toplum yapısında aile ele alındığında ailenin çekirdek aileden geniş aileye birçok şeklinin olduğunu görmekteyiz. Dolayısla aynı soydan gelen akrabaları da aile kavramı içinde inceleyebileceğimiz anlaşılmaktadır. Gazali’ye göre evlilikte en önemli birliktelik sebebi mutluluktur; eş adaylarının birbiriyle mutlu olmalarıdır. İslam Felsefesi bu bakımdan evlilikte tarafların rızasına oldukça önem vermektedir. Rıza üzerine kurulu evlilik akdi haliyle mutluluğu getirecektir. Tabi eşlerin sağlık durumu akli dengesinin yerinde olması iyi bir aileden gelmesi inanç sahibi olması gibi özellikleri de oldukça önem arz etmektedir.


Şüphesiz aile kavramı bütün toplumlarda kendi yapısal özellikleri ahlaki değerleri üzerine inşa edilmiş olsa da bütün evliliklerin özünde eşlerin muhabbeti mutlu olabilmesi esastır.


Sokrates’in; karısı güzel olan mutlu olur çirkin olan filozof sözünün esprisi bir yana derinliğini oldukça beğenmişimdir. Dolayısıyla Gazali eş seçiminde fiziki güzelliğe de değinmiştir. Eşlerin mutlu olması hoş vakit geçirmesi bakımından fiziki güzelliğinde; efendim en azından kişinin beğenisine hitap edecek derecede oluşuna oldukça önem vermektedir. Hatta nefret edilecek kadar çirkin bir eş seçiminden kaçınılması gerektiğini savunur. Dolayısıyla düşünce dünyasının ilk şehidi Sokrates’e katılmamak mümkün görülmemektedir? Evet sevgili dostlarım geneli tasavvuf felsefesi ve din sosyoloji açısından ele alınarak hazırlanmış muazzam eserimizi okurken hocamızı takdir ettiğimin şiddetle altını çizmek istiyorum. Zira Din sosyolojisinde hoşgörüsüz bir evlilik şekli zorlama fiili baskı para ile alıp satılma gibi kadını ve ya eşleri aşağılayacak şekle yer verilememekle birlikte şiddetle baskı ve zorbalıkla kadının ya da erkeğin rızası olmadan yapılan evlilikler kabul görmemektedir. Mutluluk anlaşabilmek birlikte hoş vakit geçirebilmek karşılıklı saygı esası Türk toplum yapısının genel yapı taşı olduğuna göre Türk törelerinde yapılan evliliklerin dünden bugüne bu esaslar üzerine kurulu olduğunu görmekteyiz. Yine kitabımızın ilerleyen sahifelerinde evlilik akdi üzerine nikâhın olması gereken şekli ayrıntılı anlatılırken toplumumuzda ne yazık ki dini nikâh yaptım gerekçesiyle kişilerin İslam hukukunda nikâh akdinde ihlal ettikleri anlaşılmaktadır.

 Evet, sevgili dostlarım hepimiz sıklıkla karşılaşmaktayız böylesi sömürülerle. Tabi buda din cehaletinden bilgisizliğinden ya da yetisiz kişilerin yanlış fetvalarla halkı etrafında toplayarak yalan yanlış amaçlarına alet etmeleri sonucunda gerçekleşmektedir ki; bu durum hem ahlaken hem dinen hem hukuk açısından sakıncalıdır ve cezai yaptırıma tabi tutulmaktadır. Toplumumuzda nice örneklerini gördüğümüz üzere sapkın tarikatların dini çirkefliklerine alet etmesi! İsmini cismini anmaktan dahi tiksindiğim o sözde şeyhler ve müritlerinin esas amacının Türk toplum yapısını yıpratmak dini yıpratmak insanları dinden ahlak kaidelerinden uzaklaştırarak bi fiil teröre ve amaçlarına, İsrail Amerika gibi ülkeler üzerinden hizmet etmek! Yani dinin yasakladığı her şey ahlaka da ters.


O halde dini nikah kişilerin rızası sonucu çevrede yaşayan halkında rızası ve bu birlikteliği kabul etmesi yani o bölgede mahallede yaşayan insanların bu birlikteliği evlilik olarak kabul etmesiyle o kişilerin evliliğinin toplumda evliliklerinin bilinmesiyle ‘’Ayşe ile Ali evlidir’’ şeklinin benimsenmesi kabulüyle mümkündür. Ve öncesinde zaten resmi nikâhın olması da şarttır. Çünkü artık bu kötüye kullanılmaktadır. Örneğin sen benim Allah katında karımsın ben seni aldım şekliyle bir eve bir kadının kapatılması ve toplumdan bunun saklanılması ailelerin rızası dışında bunun gerçekleşmesi hem çirkin hem de suçtur. Tamamıyla cinsi münasebet gerekçesiyle hiç kimse bir kadına sen benim karımsın diyemez ve bunun İslam dininde yeri yoktur. Şahitler olmalı ve ailelerin rızası ve bölgede yaşayan kişilerin bu durumu bilmesi gerekmektedir. Aksi halde gizli saklı yaşanılan birliktelikler en çok kadına zarar verebileceği gibi Türk toplum yapısının da ahlaki yapısını tehdit etmektedir. Ve bir erkek ikinci üçüncü evliliğini yapabilmesi yine eşin izniyle mümkünken eş; asla önceki eşini çocuklarını maddi manevi mağdur edemez ve bütün eşlerini eşit tutmak mecburiyetiyle yükümlüdür. Yine İslam’da ikinci üçüncü eş alımlarında ki maksat bilindiği gibi kendi haremini kurmak değil zorda kalan kadını çocuğu korumak için cinsellik arzusu önceliği güdülmeksizin yapılabilmektedir.

Dolayısıyla yüzyıllar öncesinde modern hayatın bilinmediği (savaş dönemlerinde bu mümkündü);savaşlarda erkeklerin ölmesi ve kadınların çocukların kimsesiz kalması hatta kadın sayısının fazla olması sebebiyle kadını çocuğu korumak için bu evlilikler yapılmaktaydı. Diğer şekli; ahlaksızlığı getirdi, gayri meşru ilişkileri suç çeşitliğinin artmasını cinayetleri efendim hastalıkları (hıv, frengi bel soğukluğu kanser çeşitlerindeki mikrobun kuluçka evresindeki hakikat, Hpv gibi sonu ölümle sonuçlanan mikrobik ve bulaşıcı hastalıklar) .Dolayısıyla İslam ikinci evliliğe bu sebeple izin vermektedir. Ve İslam medeniyet ışığında günümüz koşulları bakımından ele alındığında tek eşliliği önermekte ve çoklu evlilikleri uygun görmemektedir. Bu bakımdan İslam dinini kimse sömüremez ahlak dışı amaçlarında kullanamaz. İslam dini her çağa uygun emir ve yasaklarıyla insanlığa indirilmiştir. O halde efendim Peyami Safa ‘nın da dediği gibi tarikatların ortaya çıkışı dinde akılcı kişilerin türemesi ve dini bilmeyen okumayan araştırmayan din cahillerinin bu kişiler (akılcı kişiler ) etrafında toplanmasıyla ortaya çıkmıştır. Ve İslam dini bu şekildeki tarikatları benimsemez. Mesnevilik gibi tarikatlar hariç bu tarikatlarda amaç Allah’a ulaşan yolda insanlığa hizmet etmek öncesinde nefsi terbiye etmektir! İslam dini insanlığa gelmiş elçisiyle efendim tefsirleriyle tüm insanlığa açıktır ve hoşgörüsü tüm insanlığı kucaklayacak kadar yücedir. Bu bakımdan Allah’ın verdiği akıl doğrultusunda kendimiz okuyarak Kuranı anlayabiliriz. Bu arada sevgili dostlarım küçük bir bilgi geçmek istiyorum. Biliyorsunuz İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif gerçek bir İslam düşünürü ve âlimidir. Hayatını insanlığa adayan bu değerli insan tercümeninde de yazarıdır. Elmalılı Hamdi tefsiri Akif'in tercümesi üzerine yazmıştır.
Yine eş artık kadınlık görevlerini yapamıyorsa ve erkek kadına ihtiyaç duyuyorsa eşinin rızası kaydı şartıyla ancak ve ancak evlilik yapabilmektedir. Hukuk kuralları yazılı olarak belirtilmeden önce nikah akdi bu şekilde yapılırken boşanma durumunda yine kadın korunmakta ve hakları göz önünde bulundurulmaktadır. Modern yapıya geçildikten sonra yapılan resmi nikâhların amacı dini nikahlarla bağdaştığı için resmi nikahla bir çiftin dünya evine girmesini İslam dini onaylamaktadır. Hatta İslam dini tek eşliliği onayladığına dair ayetlerde mümkündür.

Evet sevgili dostlarım İslam dininde ahlakında toplumsal yapımıza da uygun olması bakımından eşlerin birbirine saygılı olması iffetli namuslu olması Türk Ahlak yapısında uygun şekildir.Diğer şekli ancak suç oranlarını maddi manevi şiddeti getirdiğinden ve kişiyi korunmasız bıraktığından hiçbir suretle onaylanmamaktadır Görüyoruz değil mi zaman zaman efendim filanca kadın birlikte yaşadığı adam tarafında parçalanarak öldürüldü ya da gayri meşru dünyaya gelen masum bir bebeğin çöplere atıldığını ya da öldürüldüğünü.Bunların sebebi toplumda kabul görmeyen birliktelikler yaşam şekilleridir.Ve kadının alınıp satılması kötü yola düşürülmesi hepsi İslam dinine gerek ahlak kaidelerine uygunsuz yaşam şekillerinden kaynaklanmaktadır. Evet eşlerin çocuk sahibi olmadaki yükümlülüklerinden biride vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmek ve bu yolda çaba göstermektir. Eşlerin birbirinin ailesine aile fertlerine çevrelerine de karşı saygılı olması sevecen olması gerekmektedir. Tabi evlilik her şeyi helal da kılmaz eşlere! İslam’ın yasakladığı cinsellik şekillerini eşle de yaşamazsınız! İslam’ın yasakladığı şekiller kişilerin fiziki sağlığı açısından zararlı olmakla birlikte bahsettiğimiz ölümcül hastalıkların eşlerde zaman içinde görülmesi de mümkündür. Yine ruh sağlığı açısından yasak olan şekiller kişiyi hep yeni arayışlara iteceğinden zamanla zevk alamama ve başka yolları deneme merakının kişide uyanmasına sebebiyet vereceğinden ileride aile facialarına aldatmalara kadar varacağı da yapılan birçok sosyolojik araştırmayla da netlik kazanmaktadır. Bunlar hem ahlaka ters (ruh sağlığında tahribata yol açar )hem dine hem hukuka aykırıdır ve boşanma sebebi sayılan gerekçeler arasındadır.


Evet sevgili dostlarım baştan sona hem sosyolojik boyutları toplumda yol açtıkları iyi ve kötü eylemler gerekse felsefik açıdan incelediğinde topluma yön verecek şekliyle hazırlanmış kitabımızı öncesinde evlilik aşamasında arifesinde olan tüm gençlerimize öneriyorum. Tasavvuf yönü oldukça iyi hazırlanan kitap gerçekten din sosyolojine çok uygun! Ben bu bakımdan hocamızı kutluyorum. Tabi sosyolojide aile yapısının ele alınışı bakımından. Yine Yüksek lisans öğrencilerimizin okuması gereken çok seçkin bir eser ki dili itibariyle asla sizleri yormadan sona doğru akıcılığını koruyarak okumaktan hoşnut kalacağınız bir eser. Evet insan hem modern olabilir hem inançlı bunlar birbirine aykırı şeyler değil aksine bunlar insanı insan yapan en güzel erdemlerden biridir ki hocamız bunu en güzel örneğini eseriyle yüreğiyle bizlere sergilemeyi başarıyor. Zira medeniyetin batıya doğudan gittiğini göz önünde bulundursak batı toplumlarında yaşanılan ahlaksızlıkları medeniyet olarak nitelendirmemiz pek mümkün görülmemektedir. Zaten İslam dininin bağdaştığı en güzel toplum Türk toplumudur. Dolayısıyla efendim zamanında 75 milyon insanın vebadan öldüğü Avrupa kıtasının pek medeni olduğunu söyleyemeyeceğim. Yine hemen yanı başında Somali’de onca insanın açlıkla mücadele verdiği bir milleti yoktan sayan İnsan Haklarının sahiplerini. Yine uzak doğuda hala alınıp satılan çocuk yaşta ki kız çocuklarını sektöre sunan emperyalist kan emicileri dünya üzerine oynarken insanların sadece ahlaki yapısını bozmak için teknolojik gereçler üreten ve milletimizi çocuklarımız bunların bir parçası yaparak ileride ki hedeflerine masum görünen bilgisayar oyunları üzerinden ulaşacak Amerika’yı.Ve teröristlerin yetiştiği kamplardaki ülkeleri kullandıktan sonra yok eden insanları her türlü sömüren Amerika’yı İsrail’i işbirlikçilerini.

Bunlar bir yana hepsinin ilk hedefi aile! Çocuklarınızın eline verdiğiniz cep telefonlarını üretip sizlere satan bu emperyalist soysuzların asıl hedefinin çocuğunuzu mongollaştırmak aptallaştırmak hatta ileride porno bağımlısı haline getirerek üretemeyen düşünemeyen hiçbir şeyden zevk alamayacağı için; ahlaki değerlerden uzaklaşarak onların ekmeğine yağ sürmek suretiyle toplumu içten yıkmanın hedefinin siz anneler babalar olduğunu biliyor muydunuz? Küçücük çocuğunuz bilgisayarda oyun izlerken o oyunlarda karşılaştığı reklamlarla çocuğunuza cinselliğe empoze edildiğini ve çocuğunuzun ileride başarısız içine kapanık biri haline gelmesiyle sektörün takipçisi olması dolayısıyla bağımlısı olacağını biliyor muydunuz? Ve çocuğunuzun beyin hücrelerini öldüğünü ileride anne baba olamayacağını kısırlaştığı için o alçakların ürettiği ilaçlara milyar dolarlar harcamak için gecesini gündüzüne katarak çalışacağını… Demek ki anne baba olmanın öncelikleri arasında bilinç denilen sorumluluk denilen bir olgu var.Ne din ne toplum yapısı bunları onaylamıyor? Çocuğunuzun yediğinden içtiğine ne düşündüğüne kadar her şeyinden sorumlusunuz. Çocuk doğurmak bir kenara atmak toplum yapımıza madem ters, bir an önce herkesin üzerine düşen sorumluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Ve çocuğa yap et demek değil çocuğa davranışlarınızla eşinizle olan muhabbetiniz çevrenizle olan iletişiminizle ancak doğru örnek olabilirisiniz.

.Hırsızın çocuğu hırsız olur çünkü ailesinden hırsızlığı öğrenir. Efendim şimdi yok mu sosyal medyada el kadar kız çocuğunun yanında acayip pozlar veren anneler. Sahi o çocuklara neyi öğretiyorsunuz. Ya da vurdulu kırdılı çizgi filmleri izleyen çocuğunuzun kardeşini öldürmesinde siz kendinizi nerede görüyorsunuz. Peki o babalar sığınağımız ailemizin direği babalarımız onlar baba mı? Sahi siz çocuğunuz yaşındaki kızlarla ne yapıyorsunuz? Haydi Allah’tan korkmuyorsunuz sahi siz çoğunuzdan da mı utan mıyorsunuz? Böyle bir ahlakı Türk töresi kabul ediyor mu peki ya din ya da diğer bütün dinler! Allah’ın insanlığa indirdiği dinlerin hiçbiri bu ahlaksızlıkları onaylamıyor hepsi bu ahlaksızlardan kurtulmaları huzura kavuşmaları akıl sağlığına kavuşmaları için insanlığa indirilmiştir.

 Oldukça manidar konularla karşılaştığım kitap gerçek bir şaheser. İnanın okuyunca nelerle bağdaştıracağınız hayatınızda gördüğünüz duyduğunuz nice olayları yerine koyacağınız bir eser.  Bireyden Devlete Aile! Şahsen bir sosyolog olarak tek bir kişiden hareketle toplumlaşılabileceği kanaatindeyim. Bir kişiyi kurtarmak kazanmak inanın bir toplumu kazanmakla eşdeğerdir.


Evet Nedim hocam sizi canı gönülden kutluyor başarılarınızın devamını dilerken dilerim Allah kimsenin yüreğinde ki vicdanı köreltmesin diyorum! Çünkü toplumumuzun buna çok ihtiyacı var. Hele ki dinin bu kadar sömürülerek devletin içten çökertildiği zamanımızda. Herkes az çok dini bilmeli kendi toplumsal yapısı bakımından dinini bilmeli değil mi! Ve devlet din ve vicdan özgürlüğüne saygılı nesillerin yetişmesi yönünde eğitim reformları yapmalı bunu desteklemeli! Eğitimi belli kalıplaşmış yanlışlardan kurtararak toplumun ahlaki yapısına uygun reformlar geliştirmeli! Azınlıklara da gereken vicdani özgürlükler ibadet hakkı tanınırken ayrımcılık yapılmadan, toplumun öz kültürel değerleri korunarak hareket etmeli ve gerekli reformları düzenlerken insanlar arasında ayrıştırmaya yol açacak eylemlere mahal vermemeli! Zira bir insandan hareketle toplumlar büyür gelişir ve yücelir. Ve toplumların güçlü yapı taşlarından biridir bu birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek millet olabilmenin bilinciyle hakların güvence altına alınmasıyla. Bunu başaran devlet güçlü devlettir ve ülkede yaşayan insanlar huzurludurlar ki refah devlet anlayışının da gereği budur!

Evet sevgili dostlarım kitabın hazırlanmasında ki incelik hassasiyetler bakımından çok nezih bir eser. Hocamızı tekrar tekrar kutluyorum…

Saygılarımla…


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu