Edebiyat meslek midir, doğuştan gelen bir yetenek midir? Şayet meslek ise; diploma ile sınırlı olmayan bir dünyası var, doğuştan gelen bir yetenek ise; herkes bu yeteneğinin farkında olamayabilir. Zümra Nur Efşan bu yeteneğinin farkında olduğu günden bu yana önceki eserlerine oranla daha güçlü bir alt yapı kazanarak BOY AYNASI kitabını çıkarmayı başardı. İlk çalışması olan “Bende Biraz Sen Var” ve Sedat Ergin ile birlikte çıkardığı çalışmaları ile edebiyat dünyasında hızla ilerlemeye başladı. Zaten edebiyat durmaya ara vermeye dinlenmeye bile gelmeyen bir sanattır. Zümra Nur Efşan’da pes etmeden vazgeçmeden çalıştı ve roman çalışmasıyla yeniden raflarda yerini aldı.
Normal takriz çalışmalarımda
eleştirilerimi sona bırakırdım fakat başarılı bir çalışmanın ve en az roman
kadar başarılı olan önemli bir unsur da yayınevinin eleştirilecek bir
hususiyeti olmadığı için ancak başarısını ön plana çıkarmam daha doğru
olacaktır; Kapak tasarımı, rengi, kapak özelliği ve kâğıt kalitesi oldukça iyi.
Böylesi profesyonel yayınevi çalışmalarıyla az karşılaşıyorum.
Zümra Nur Efşan genç yaşına
rağmen büyük duyarlılık sahibi ve empati yeteneği kuvvetli bir yazarımızdır. O
çalışmalarında iyiliği, sağduyuyu, insanları incitmeden mesaj vermeyi tercih
ediyor. Boy Aynası’nda da yine aynı şekilde inceden inceye mesajlar vermiştir; Otizmli
bir çocuğa toplumun bakışını eleştirmiş, kürtajın sonuçlarına değinmiş, aşka,
vefaya, sadakate ve kitabın sayfaları arasında büyüttüğü Cemre’ye hikâyeler giydirmiştir.
Ana karakter Cemre mi Nihat
Bey mi yoksa Uğur mu? Bence ana karakter Nihat Bey’in ailesi ve aile içinde
yaşadıklarıdır. Osmanlıdan kalma Nihat Bey’in milenyum çağı kızı olan Cemre’yle
mücadelesi ince dokunuşlarla ele alınmıştır,
Cemre ukala kendini beğenmiş bir kız iken Egemen’le olan aşkı onu büyütmüş ve
hayatı anlam kazanmıştır. Sevginin, merhametin, aşkın nakış gibi işlendiği usta
bir işçilik eseri olan Boy Aynası bize OTİZİM hakkında da mükemmel bilgiler
sunmuş ve toplum içerisinde ötelenmenin acısını yaşatmıştır.
Egemen gizli bir kahraman
gibi romana girmiş ve birçok problemin çözümünü sağlamış ve bir sabah sessizce
çekip gitmiştir. Belki de ana karakter Egemen’di….
ARKA
KAPAK
“Hüzün,
hangi gönüle misafir olup dağıtmadan gitmiş ki?”
Dilin hareket
özgürlüğünün sekteye uğradığı anda birdenbire tekrar kitabı karıştırmaya
başladı. Her cümle içinde barındırdığı mana itibarı ile derin bir okyanusu
andırıyordu. Ve her cümlenin sonunda daha da derinlere batıyordu. Kitabı ağır
ağır çevirdiği sırada yapraklar arasına sıkıştırılmış beyaz bir kâğıt parçası
gözüne çarptı. İlk aşamada pek oralı olmadı ama kâğıdın üzerindeki el yazısı
aklını bulandırmıştı bir kere. Nihayet merakına yenik düşüp kâğıtta yazılı olan
notu okudu.
"Divitlerle akıtsam gülüşlerini içime, tutsam, tutsam ve nihayetsiz sevsem
seni, lekesiz kalbinde yatsam... Sen, firdevs bakışlı safderun kadın ve sen,
reyhan kokulum, sevgini gönlümün neresine sığdırsam, derdini hangi kuyuya atsam
da saklasam?"
Cemre'nin yıllardır sesi soluğu çıkmayan kalbi ilk kez böylesine bir tepkime
göstermişti. Daha önce de çok defa canı acımış, kalbi kıstırılmış, tüm
cümleleri toza dumana bulanmış, gıkı çıkmamıştı. Bu defa neden sessizliğin
yuttuğu çığlıklar başkaldırıyordu yüreğinin en tenha yerinden? Bu his Uğur’dan
aşina olduğu kıskançlık duygusuna da bütünüyle benzemiyordu hiç. En sevdiği
oyuncağını kaybetme korkusuna da ve hatta kaybetmiş olmaya da…
KİTABIN ADI : BOY AYNASI
YAZARI : ZÜMRA NUR EFŞAN
YAYINEVİ : ARMONİ
2020/292 SAYFA
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?