Kitap Yorum: Ergün Bilgi
Son Kitap" listemde bir sürgünün ardında konuşan hikayeler var.
1996 Yılında Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde okuyacak bir öğrenciye hocası tarafından “İnsanlık Tarihine Giriş” dersinde sorulan “Kimsin, nerelisin, kendini nasıl tanımlıyorsun?” soruları karşısında sorgulanan kimlik bilinci ve dönem ödevi olarak verilen “Çerkes Asimilasyonu” makalesi, okuduğum bu kitabın görünürdeki ortaya çıkış nedeni oldu. Öğrenci ise 1864 Sürgünüyle Osmanlı ülkesinin değişik coğrafyalarına saçılan Çerkeslerin birbirinden ilginç hikayelerini anlatıyor. O zamanın öğrencisi yazar Elbruz Aksoy, her ne kadar “Benim Adım 1864” dese de kitapta salt Çerkeslerin sürüldükleri coğrafyalardaki hayat hikayelerini değil; o coğrafyada yaşayan Türk, Arap, Ermeni…diğer halklar ve bu halklarla ortak yaşanan kaderin tezahürlerini etkileyici bir üslupla anlatıyor. Bu hikayelerin yöre yöre, diyar diyar gezilerek bizzat yaşayan kişilerle yapılan sözlü tarih mülakatlarından oluşması okuyucuyu daha derinden etkiliyor. Elbette hikayelerde kurgu da okuyucuyu etkileyen ve yazarın edebi yetisini ortaya koyan önemli bir unsurdur fakat bu kitapta anlatılanlar yaşanabilecek değil; yaşanmış gerçek hikayelerdir. Kurgulansa kanaatimce bu kadar etkili olamazdı. Hatta gerçekler kurgulardan hep daha etkilidir tezinin bir örneğidir.
Gerçek kahramanların yaşadığı olay örgüleri Anadolu’dan Hicaz’a, Uzunyayla’dan Beyrut’a, İstanbul’dan Şam’a, Kafkasya’dan Rumeli’ye… Golan Tepeleri’ne kadar uzanıyor. Yazar tarihi ve gerçek hikayelerine başlamazdan evvel Çerkes Sürgünü ve Çerkeslerin 93 Harbi, II. Merşutiyet Dönemi, I.Dünya Harbi, Milli Mücadele Dönemi, Cumhuriyet Dönemi gibi Osmanlı’nın önemli tarihi dönemlerde özellikle askeri ve siyasi olmak üzere idari, eğitim, sosyal, ekonomik… gibi alanlardaki rollerini, katkılarını ve devletle ilişkilerini yaklaşık otuz sayfalık özet bir bölümle anlatıyor.
Kitabın gönüllerinize açılan diğer sayfalarında yazar Elbruz Aksoy’un kaleminden kulağınıza fısıldayacak olan anlatıcıların kahramanlarını kah zaman zaman gülerek, kah şaşırarak, kah gurur duyarak, kah acıyarak eminim en çok da ağlayarak gözünüzde canlandıracaksınız.
Bir at hırsızının sapık tüccarlardan kurtardığı Ermeni çocuğunun Fadik Ebe tarafından sünnet edilirken ki ölümüne, “Köle” aşağılaması ile Cuma namazında ön saftan arka safa atılanve Çerkeslikten istifa eden Kel Musa’ya, yine köle diye sevdiği Aslan’a verilmeyip üç öküz karşılığı üç kız çocuğu olan bir ayyaşa verilen kadersiz "Çerkes Ana" ismiyle anılan Nesibe’nin üvey üç kızının namusu için elini kana bulamasından, Çerkes köyüne tayin edilen Oflu imama, güzellik kraliçesi Keriman Halis’in bir anda unutulan ismine kadar birbirinden etkileyici on yedi hikaye okuyacaksınız.
Okuduğunuz her bir hikayede geçen kahramanların şekillenen kişiliklerinde yaşanılan olaylar ve dönemler elbette tarihin kör koridorlarına ışık tuttuğu gibi; aydınlığı günümüze de ulaşacaktır. Bu etkin, çok emek harcanmış gerçek hayat hikayelerini derleyip dimağımıza ve gönül dünyamıza sunan yazar
Elbruz Aksoy
'u yürekten kutluyorum. Bol okumalar dileğimle.
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?