PAUL DE KOCK - KAMERE AŞIK (Ahmet Midhat Efendi tercüme)

 


 

Ahmet Midhat Efendi daha önce takrizini de yazdığım “Hayret” isimli romanını bitirmiş yeni roman yazma sürecine girmişti. Bu kez Fransız eserlerden tercüme ile bir eser verecek ama bir türlü aradığı eseri bulamıyor, hangisini okusa bir türlü beğenemiyordu. Bu kararsızlık hali içinde günlerdir araştırma yapmaktan ve kitap okumaktan sıkılmıştı. Bu arada yanına ziyaret için İbrahim Hulusi Beyefendi gelmiş ve ona “ Azizim, Hayret romanınız bitti ama bizi romansız mı bırakacaksınız?” diye sordu. Ahmet Midhat Efendi de bu konuda yaşadığı sıkıntıyı anlattı. İbrahim Hulusi Bey “ Ben de uzun zamandır Fransızca romanlar okumaktaydım ve içlerinden birini çok beğendiğim için ben de zaten size bunu tavsiye için gelmiştim” dedi. Ahmet Midhat Efendi merakla kimin eseri olduğunu sordu. Aldığı cevap Paul de Kock’un ay aşığı isimli kitabıydı. Oysa bu kitabı vakti zamanında kendisine birisi hediye etmiş ve isminden dolayı da Ahmet Midhat Efendi okumaya bile değer görmemişti.

Bu tavsiye üzerine kitabı okumaya başlar. Kitabı öyle beğenir ki kendi kendine “İşte müellif eserim bu olacaktır!” diyerek hemen kolları sıvar. Nihayet yaklaşık 1 yıl bir zaman gibi sürede eser hazır hale gelmiştir ve ilk baskı 1888 yılında basılmıştır.

TDK tarafından yapılan bir araştırma sonucu Ahmet Midhat Efendi’nin bu çalışmasının günümüz diline çevrilmediği fark edilmiş ve hemen TDK çalışmalara başlayarak Latin alfabesine çevirmişlerdir.  Bu eserin hazırlanmasını sağlayan bu konuda çok ciddi çalışma ortaya koyan Nasrullah Özsoy 2014 yılında çalışmasını tamamlayarak basıma hazır hale getirmiştir. Nasrullah Özsoy’un bu müthiş derecedeki çalışması günümüz edebiyat, tarih ve sosyoloji alanında büyük bir zenginlik kaynağı niteliğindedir. Hadi buna ekonomiyi de dâhil edelim. Ki eser içerisinde o dönemlerde borsa yatırımcılığının bugünle hiçbir farkının olmadığını işte bu kitap sayesinde bizzat yatırımcısının ağzından duyarak (okuyarak) anlıyoruz.

B. Paul de Kock (1793-1871)

Kock, Hollandalı bir bankerin oğludur. Burjuva çevrelerinin kaba ve gülünç yanlarını anlatan roman çalışmaları bulunmaktadır.  Romanlarından Üç Yüzlü Bir Karı isimli eseri Ahmet Midhat Efendi’nin desteği ile Ebüzziya Tevfik adına 1877 yılında Türkçeye çevrilmiştir.

 

KAMERE ÂŞIK

 

Burgonyalı Bir Herif ile Oğlu

Baba Martino ve saf oğlu Jakino Paris'e gelmişler ve Jakino Paris'in kalabalık ve dükkânlarla dolu caddelerine hayran olmuşlardı. Baba Martino Paris'e diğer oğlu Konstan'ı aramaya gelmişlerdi. Konstan avukat olmak amacıyla geldiğini söylediği Paris'ten uzun süre evine dönmemiş ve ailesine de durumu hakkında hiç bilgi vermemişti. Babası ise uzun zamandır haber alamadığı oğlunu bulmak ümidi ile Paris’te Konstan’ı aramaya başlamıştı.

Yeni Köprü - Teşhir

Köyden geldikleri her hal ve kıyafetlerinden belli olan baba ve oğul Konstan hakkında bilgi almak için karakola giderken 6 haydutun teşhir edildiğini duyarlar. Bu fırsatı kaçırmamak için derhal kent meydanına giderler. 6 haydutun beşi yüzsüzlük içinde utanmaz tavır içindeyken birisi diğerlerine nazaran boynu bükük duruyordu. İhtiyar adam altıncı haydutu tanıdı. Bu kişi yıllar önce baba Martino'nun 2bin frank parasını alıp vermeyen kişiydi. Ama köylü ve iyi bir insan olan Martino yine de bu adama acıdı.

Polis Baş komiserinin Odası

Martino baş komisere oğlunu aylardır görmediğini ve hiçbir haber alamadığını söyler. Oğlunun eşkâlini tek tek bildirir. Martino birkaç gün sonra gelmek üzere karakoldan ayrılır. O kapıdan çıkarken içeriye başka bir adam girer. O da dolandırıldığını iddia eder. Bu adam borsadan hep para kaybetmişse de kendisini dolandıran kişinin borsada yetenekli olduğuna inanarak 12 bin frank para verir ama ne parası ne de arkadaşı geri gelmez. Bu kişi de polise eşkâl bildirir ve çıkar. O da çıkarken içeriye bir başkası girer ve o da karısının genç bir adamla kaçtığını söyler. Baş komisere eşkâl bildirir ve gider. Baş komiser şunları söyler: Bu halde Konstan Martino'yu bulmak daha da kolaylaştı.

Madam Mirobelli ve Müsameresi

Tiyatrocu bir kadındır. Kendisi çok güzel olmasına rağmen sesi kötüdür. Yine de birçok sevgili edindiğinden servetine servet katmış ve çok zengin birisi olmuştur.

Lanskine Oyunu

Mirobelli'nin hanesinde eğlence vardı. Kadınlar erkekler için erkekler kadınlar için buraya gelirler ve burada eğlenerek, kumar oynayarak vakit geçirirlerdi. Bu kalabalığın içinde İzidor isminde yakışıklı genç adam da aynı amaçla burada yerini almış hatta kumar masasına dahi oturmuştu.

Bir Cesaretli Oyuncu

İzodor, güzel Felisya ile muhabbetlerini arttırmış aralarında samimi bir muhabbet başlamıştı. Onlar birbirine sokulup muhabbet ettikleri esnada içeride herkesi yenen kumarbaz bir adam vardı. Kadınlardan birisi bu adamı yenecek yok mu diyerek salondakileri uyarmıştı. Mösyö Pijonak bu adam karşısına çıkmışsa da o da kaybetmişti. Tam o esnada içeriye birisi gelmiş ve binbaşının karısının bir genç adamla kaçtığını söylemişti. Tabi bu arada şanslı kumarbaz Monvilar çoktan kaybolmuş ve sırra kadem basmıştı.

Binbaşının Karısı

Sekiz gündür bir evde hapis gibi zaman geçiren Valeri nihayet araba sesi ile beklediği kişinin geldiğini anladı. Gelen kişi Monvilar idi. Valeri Monvila'ya " Arnol buradan ne zaman gideceğiz?" diye sordu. Arnol ise "Yarın akşam Paris'ten çıkıyoruz. Kocan bizi artık bulamaz" demişti.

Müthiş Tesadüfler

Monvila dışarıda daha önce 12 bin Frank borç aldığı adamı görür. Kaçsa kaçamayacak olduğunu anlar ve adama borcunu öder. Tam o an da binbaşıyı da görür ve ona görünmeden Valeri'ye gelir. Valeri'ye kaybedecek zamanlarının olmadığını ve hemen kaçmaları gerektiğini söyler. Bu esnada kapı çalar. Kapıya binbaşının geldiğini zanneder ve silahını çıkarır. Kapıyı açar ve karşısında babası ve kardeşini görür. Baba Martino polislerden öğrendiği bilgi ile oğlunu bulmuştur ama oğlunu yani Monvila babasını ve kardeşini tanımama rolü yapmak zorundadır. Çünkü kaybedecek zamanı yoktur. Zavallı baba ve oğul çaresiz boyun bükerek kapıdan hızlıca çıkan adam ve kadına bakarlar.

Gezenler ve Konuşanlar

Binbaşı karısını kaçıran adamı öldürmek derdine düşmüş ve her yerde karısını kaçıran adamı aramaktadır.

Madam Klermon ve Kızı

Fakir bir evde yaşayan dul olan Madam Klermon ve kızı Emelin güzellikleri ve hanımefendilikleriyle tanınan ve komşuları tarafından sevilen bir anne-kızdır. Klermon kocası hakkında hiç konuşmaz ve daha önce neler yaşandığını yada kim olduğu konusunda kimseye bir şey söylemez.

Köy Komşuları

Köy komşularının gözleri ana ve kız üzerindedir. Kimi kızına dolanır kimisi de Madam Klermon'u kocasından kıskanır

Muhavere-i Subhgâhî

Kadınlar ve Emelin birlikte sohbet ederlerken söz kocalara gelir. Bu konuda Madam Klermon hiddetlense de kocası hakkında konuşmaz. Sonra bir adamdan bahsederler. Bu adam gündüzleri yatar geceleri aya bakarmış. Tek işi aya bakmak imiş. Bu yüzden de adama "kamere Âşık" ismini takmışlar.

Koca ve Yeğen

Kadınlardan Almond ise kocasının yolunu beklemektedir. Nihayet beklenen koca gelmiş ve yanında da yeğeni ile kadınların yanına varmıştı. Mösyö Buşonye ve yeğeni İzodor kadınların yanına otururlar. Fakat Emelin ve İzidor birbirlerine ilgi ile bakarlar. Akşam yemeğinden sonra hem gezmek hem de meraklarını gidermek için Kamere Aşık'ın olduğu yere gitmek isterler.

Kamere Âşık

Kadınlı erkekli bayağı yol yürüyüp tarlaların içinden giderek Kamere Aşık’ı bulurlar. Kadınlar geride kalır ama erkekler bu hovarda kılıklı adamla anlaşamazlar. Nihayet Kamere Aşık’ı kızdırırlar ve o da bir hamle ile İzidor'u çevirip fırlatır. Ve çekip gider.

Fanila Gömlek. Türine Kardeşler

Buşonye çapkın bir adam ve güzel karısını aldatan birisidir. O gün yine bir bahane ile evden ayrılmış ve karısını da oyalaması için yeğeni İzidor'u tembihlemişti. İzidor her ne kadar dayısının başka bir yere gezmeye gittiğini söylese de aşufte kadın İzidor'u gözleri içine bakarak hem İzidor'u utandırmış hem de kocasından dolayı "ben ona gelince yapacağımı biliyorum" demiştir. Nitekim saatler sonra zavallı adam gelmiş ama gittiği kadının evinde fanilyasını unutmuştur. Tabi karısı Almond bunu fark ederek gözyaşı dökmüşse de yine teselli etmek İzidor'a kalmıştı.

Buşonye ise akşam yemeğine karısının sevmediği iki adamla gelmişti

Sandal Sefası

Evdekiler ve misafirleri Türine Kardeşler ve komşuları dahil hepsi sandalla geziye çıkmak üzere sandala geldiler. Sandalda adının Krep olduğunu öğrendiğimiz Kamere Âşık ve yolcular denizde açıldıktan kısa bir süre sonra fırtına çıktı. Fırtınanın etkisi ile sandal yan yatmış Emelin ve annesi suya düşmüştü. İzidor suya atlayarak kurtarmak istemişse de suya düşenleri Krep hızlıca kurtarmayı başarmıştı.

Roberden'in Meyhanesi

Emelin ve annesi Kamere Âşık'ı aramak için meyhaneye giderler. Meyhaneci Krep'in uyuduğunu söyler. Emelin ve annesi 4 Napolyon altınını Krep'e verilmesini rica ederek meyhaneciye teslim ederler ve giderler.

Bundan sonraki bölümler ve bölüm isimleri kitapta yazılmış olsa da ben kısa özetler halinde önemli vakaları yazacağım.

Binbaşı karısını kaçıran Monvila'yı ele geçirir. Ona düello teklifinde bulunur. Monvila hızlı bir hareketle düello başlamadan binbaşıyı kalbinden vurur ve öldürür. Bunu yalnızca Kamere Âşık görmüş ve o şahit olmuştur.

***

Bölümler sürükleyici ve kısa olduğu için ara vererek diğer bölümlerden devam edeceğim..

İhtiyar Avukat

Roberden'in meyhanesi konusundan sonra ilerleyerek devam ettim. 11. Bölüm de tesadüf o ki Roberden'in ve arkadaşının bir hırsız olduğunu öğrendim. Hırsızlık için girdikleri evde ev sahibinin gelmesiyle Roberden hızlıca kaçmış fakat arkadaşı yakalanmıştır. Hırsızla ev sahibi önceden birbirlerini tanıyan ve hatta hırsızın da ev sahibi Riperpre'nin açığını bilmesi ile iki ahbap gibi konuşmaya mecbur bırakmıştır. Riperpre Korbey'de oturan madam Klermon'u tanıyıp tanımadığını sorar. Hırsız da tanıdığını ve hatta isterse onlar hakkında bilgi getireceğini söyler. Böylelikle bahşişini dahi alan hırsız evden rahatça çıkar.

Sonraki bölümlerde Riperpre'nin Madam Klarmon'un kocası Emelin'in de babası olduğunu öğreniyorum. Bu arada başlarda yazdığımız İzidor ile felisya aşkı Emelin'in gölgesinde kalmış ve İzidor, Felisya'ya Emelin'i sevdiğini söylemiştir. Felisya bu haberle çıldırmış ve Korbey'e gelmiştir. Emelin ile İzidor gece gizlice sohbet ederlerken Felisya silahını çıkarıp İzidor'u vurmuştur. Tam kendini de vuracakken Krep engel olmuş ve kızı kurtarmıştır. İzidor yaralı olarak Emelin'in evinde tedaviye alınır. Felisya'da Krep'in ahırında kalır.

KISM-I SALİS

SERGÜZEŞT


İlk bölümde tanıdığımız Monvilar beş parasız ve yokluk içinde kalmış birisi olarak karşımıza çıktı. Eski arkadaşı Rifar ile birlikte bir lokantaya gittiler.  Monvilar o kadar aç ve bitap kalmıştı ki ayakta bile duracak gücü yoktu. Arkadaşı Rifar bir ara yanından gidince Monvilar da lokantadan çıkmak üzere gidiyordu ki bir de ne görsün; babası ve kardeşi de lokantada ve yemek yiyorlardı. Babasına ve kardeşine geçmişte yaşadıklarını farklı şekilde anlattı. Tam babasını ve kardeşini ikna etmişken arkadaşı Rifar çıkageldi. Babasının ve kardeşinin yanında Rifar ona Monvilar diye hitap etti. Babası oğlunun yalan söylediğini anlayınca kızdı ve kalktı kardeşi ise cebindeki parasını Monvilar'a verdi. Bu onun için yeniden başlamak için iyi bir fırsattı. Tam da bu sırada Riperpre evinde balo partisi düzenlediği haberini aldı. Hemen üstüne yeni elbiseler alıp baloya gitti. Orada kumardan da güzel paralar kazandı. Tabi buraya İzidor da gelmişti. İzidor'la ortak nokta ise Emelin'in öz babasının Riperpre olduğudur.
Bu zengin adamın karısı Kamil ile Monvilar arasında aşk başlamıştır. Kamil Monvilar'a aşık olmuş ise de Monvilar onun sayesinde kocasının servetine konma hayali içindedir. Bunun için Kamil, Monvilar'a Korbey'de kocasının kızı olduğunu ve kızının da İzidor ile aşk yaşadığını söyler. Bu yüzden İzidor ve Emelin engelinin kaldırılması gerektiğini düşünür.

Monvilar biliyorsunuz daha önce çok sayıda isim kullanarak ve bir binbaşıyı öldürerek ve onun da karısını kaçırarak birçok vukuata imza atmıştı. Şimdi sırada İzidor ve Emelin vardı. Hemen Korbey'e gitti. Orada Almenor ve arkadaşı Sosisarla tanıştı. Onlara Emelini kaçırmaları yönünde akıl verdi.

Krep uzun süre ortalıkta gözükümyordu oysa o Felisya'nın peşindeydi. Her yerde hatta Paris'te bile Felisya'yı arıyordu. Pejmürde elbisesi ve cebinde kalan son parasıyla bir lokantaya girdi. Korbey'e dönmeden önce günlerce kuru ekmek yediğinin yerine kendisine ziyafet çekecekti. Masaların birinin üstünde duran bir gazeteyi aldı. Gazeteyi karıştırırken bir ilan dikkatini çekti. İlanda "Ludcer Klerfonten'i gören ve tanıyanlar gazetemize insanlık namına haber versinler" yazıyordu. Krep hemen gazeteye gitti. Başmuharrire Ludcer'in kendisi olduğunu söyledi. Bunu ispat ettikten sonra başmuharrir Krep'e dayısından kendisine kalan mirası olduğunu söyledi. Krep eskiden olduğu gibi yeniden büyük bir servete kavuşmuştu. Korbey'e döndü. İzidor ile karşılaştı. Felisya'nın nasıl olsa İzidor'un kaldığı evin civarına geleceğini düşündü ve bekledi. Nihayet dördüncü gün tam da düşündüğü gibi Felisya gecenin karanlığında İzidor'u izlemek için ortaya çıkmıştı.

Krep Felisya'yı takip ederek kaldığı yere kadar peşinde geldi. Felisya'ya olan bitenleri anlattı ve aralarında bir samimiyet başladı. Bu samimiyet içerisinde Krep her gün Felisya'nın yanına gelmeye başladı. Felisya bu adama karşı içinde bir sevgi olduğunu fark etti ama İzidor'a ihanet edemeyeceği için aşk olduğunu itiraf edemiyordu. Oysa Krep bir an da Felisya'nın kendisinin kızı olduğunu söyledi.

Tahkikat

İzidor, Emelin'i sormak için Monvilar'ın yanına gitmiş olsa da sonuç elde edememişti. Monvilar'a sevgilisi Kamil akşam evlerinde yine eğlence olduğunu ve zengin bir İngiliz kadının geleceğini ve kendisinin de gelmesini söyledi. O akşam gelen İngiliz kadın Leydi Vilmor idi. Bu kadını Monvilar çok iyi tanıyordu. Bu kadın Valeri idi. Onunla konuşma çabalarını Kamil fark etmiş ve kıskanmıştı. Valeri bir kabine girmişti ve Monvilar da arkasından gelerek sizinle konuşmak istiyorum demişti. Tam o anda Kamil Monvilar'ın yanında belirdi ve ona " söyle bakayım, bu karıyı tanıyor musun, tanımıyor musun?" diye enseledi.

Tur Dovren Sokağı

Sosisar ve Almenor, Monvilar'ın maddi desteğini alarak Emelin'i kaçırmışlardı. Onu Paris'te bir kadının evine hapsetmişler ve kendileri de türlü zamparalık ve hovardalıkla zaman geçirmeye başlamışlardı. İzidor, Krep, Klemans her yerde Emelin'i aramaya başlamışlar ama bir türlü bulamamışlardı. Felisya ise babasının yanına gidip geldiği bir esnada aşüfte arkadaşı Tenten ile yolda karşılaştı. Tenten ile her ne kadar konuşmak istemese de mecburen konuşmaya başladılar. Bu arada Tenten bir kızcağızın kaçırılarak Paris'te tanıdığı bir kadının evine hapsedildiğini söylemesi ile Fesilya hemen Tenten ile beraber oraya gittiler. Emelin'i kurtarıp annesine teslim ettiler. Annesi teşekkür etmek istediği kişinin adını sorduğunda "Krep'e Felisya deyiniz. O benim hakkımda ne derse doğrudur" diyerek Paris'e dönmüştür.

Olaylar o kadar güzel ilerliyor ve merak uyandırıyor ki 500 küsür sayfalık kitap normal boyutta bir kitaba oranla 1000 sayfadan fazla denk gelmesine rağmen bitmemesini dahi istiyorum. Felisya İzidor için neredeyse katil olacakken Emelin'i bile kurtarıp annesine teslim etme vicdanını göstermesi mükemmeldi.

Bu arada Monvilar ise eski sevgilisinin evine giderek kendini affetmesini söylemiş ise de bu iki taraf içinde mümkün olmamış hatta Vilmor, Monvilar'ı evinden kovduğu için artık intikam duygusu doğmuştu.

Pederi Hanesinde Kızı

Emelin kaçırılma olayını henüz üzerinden atamamıştı ki bu kez de babası Riperpre eski karısından kızını almaya gelmişti. Hatta İzidor ile evlenmelerini dahi Emelin'i götürmek şartıyla izin vermişti.

Riperpre evinde balo verdiği bir akşam karısını hiddet ve ilgi ile Monvilar ile konuşmasına şahit olmuş ve ona artık bu evin sahibi değil sadece misafirisin demişti. İşte bu felakete uğradığı bir esnada Riperpre kolunda kızı ile gelmişti. Emelin bu kadını hiç sevmemiş ama Kamil'in kızı Elvina ile çok iyi anlaşmışlardı.

Bir komisyoner

Kamil günlerdir Monvilar'dan haber alamamış ve bu yüzden onu aramaya çıkmıştı. O esnada Krep bu kadının peşine düşmüş nereye gittiğini anlamaya çalışıyordu. Kadın aradığı kişiyi bulamayınca bir kahvehanenin yanına geldi. İçeriye giremediği için orada bulunan Krep'e komisyon vererek içeri sormasını istedi. Krep bu sesi hemen tanıdı. Fakat emin olamadığı için sadece denileni yaptı. Aradığı kişi Sen Lüsi'nin tiyatroya gittiğini öğrendiğini söyledi. Bunun üzerine kadın peçesini kaldırıp bir mektup yazdı. O esnada Krep kadının yüzünü görmesiyle onun eski karısı olduğunu anladı. Krep'i yıllardır meczup ve fakir hale getiren işte bu kadındı. Krep kadını öldürmek istese de işin nereye gittiğini merak ettiği için hıncını gizledi. Bir köşede mektubu okudu ve aradığı kişiyle ilişkisi olduğunu dahası Emelin'in kaçırılmasında bile parmağı olduğunu anladı. Krep Felisya’nın yanına giderek ona annesini bulduğunu söyledi.

Bundan sonraki bölümleri tek seferde okuduğum için genel özet geçeceğim.

Monvilar ve Kamil iki cani iki hain olup tek dertleri Riperpre'nin malına konmak hevesiyle ona ait kişileri ortadan kaldırmak derdindelerdi. Elbette bunlardan birisi Emelin diğeri ise Emelin'in annesi bayan Klermon'du. Bu iki cani her türlü planı yapıp bir an önce zengin olma derdine düşmüşlerdi. Monvilar ilk iş olarak  Korbey karyesinde Bayan Klermon'u eviyle beraber yaktırmak olmuştur. Kamil ise kendi kızı ve Emelin'i başka şehre akrabasının yanına göndermişti. Tabi Monvilar'ın görevi de yola giden bu iki genç kızdan Emelin'i öldürtüp nehre attırmaktı. Nitekim onu da başardı.

En son olarak Vilmor'u yakın takibe aldı. Vilmor, İzidor'a aşkını itiraf eden ve arkadaşı Monvilar'a güvenmemesi gerektiğini belirten bir mektup yazar. Monvilar bu mektubu hemen ele geçirir. Mektupta akşam buluşma teklifini Monvilar üstlenir ve İzidor adıyla haneye girer. Vilmor'u öldürür ve nasılsa suç İzidor'a kalacak olduğundan rahattır.

Kamil ve Riperpre nikah masasına oturur. Tam imza atacakları zaman kapı sertçe açılır. Bu adam Krep'tir. Krep her şeyin farkındadır. Ve derki; Vilmor'u öldüren, Emelin zannederek Elvina'yı öldüren, Klermon'un evini yaktırıp onun öldüğünü sanan İşte bu Monvilar'dır der. Ve hemen ardından hafiyeler jandarmalar ikisini de tutuklayarak hapise atar.

Netice ve Son yorum

Okuduğum müthiş bir eserdi. Günümüzün yüzlerce bölümlük dizilerine taş çıkartacak kadar sürükleyici ve harika senaryosu ile okumaktan büyük tat aldığım bir eserdi. Ahmet Midhat Efendi'nin bizlere kazandırdığı bu güzel eser gerçekten de kendisinin de dediği gibi bir solukta, kimi yerinde gülerek kimi yerinde üzülerek okunan bir eser olmuştur.

Onun bütün eserlerinin temeli Avrupai bir özenti içinde olunmaması merkezlidir. Zira bu eserde de; Kamil bir zaman önce krep ile evliyken daha sonra Riperpre ile evlilik yapmaya çalışmış. Hem Krepten (Felisya) hem Riperpre den (Elvina) çocuğu olmuştur.

İzidor'un yengesi meşrep bir kadın olarak İzidor'a aşık olmuşsa da daha sonra sadece kocasına bağlı olmayı tercih etmiş ama kocası Bonvilar çapkınlıktan vazgeçmemiştir.

Netice olarak; Felisya Krep’in kızıdır. Emelin, Riperpre’nin kızıdır. Fakat Riperpre ‘nin eski karısı Klermon Krep ile de Riperpre ile de evlilik yapmıştır. Riperpre’nin karısı Kamil ile de Krep evlilik yapmıştır. Romanın bu evlilik konusu anlaşıldığı takdirde daha rahat okunacağını düşünüyorum. Çünkü ben okurken bu karışıklığı çözmek için bayağı uğraşmıştım.


Bu müthiş eserin sayfaları gözünüzü korkutmasın. Bir başladığınızda kolay kolay bırakamayacak kısa sürede olayların içinde kendinize bir köşe bulacaksınız.

Ben her ne kadar özet halinde anlatmaya çalışmış olsam da sizi farklı dünyalara götürmesi için muhakkak okumanız gerekmektedir. Bu güzel eseri TDK internet sitesinden temin edebilirsiniz.


Paul de kock'a rahmetle...  


KİTABIN ADI         : KAMERE ÂŞIK (I’Ament de la Lune)

MÜTERCİMİ          :AHMET MİDHAT EFENDİ

MÜELLİFİ               : PAUL de KOCK

HAZIRLAYAN        : NASRULLAH ÖZSOY

YAYINEVİ               : TDK/2014/ 538-1046 SAYFA


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu