KİTAP YORUM: FİLİZ KALKIŞIM ÇOLAK
Ve Ressamın Aşk Resmi’nde yeniden
çizeceksiniz aşkı doğanın tuvaline! Bir ırmak başında el ele göz göze
yüreğinizden kuşlar geçerken kaybolacaksınız aşkın dinlenen vaveylalarında. Sonra
ebabiller gelecek yanmış yüreğin denizinde su içmeye ceylanlar sekecek bağlarınızdan.
Işık akacak parmaklarınızdan ağzı şafakların. mor bir akşamın altında koyun
koyuna yürek yüreğe aşkın kıyılarına vuracaksınız ser sefil! Bu böyle olmamış
mıdır sahi! Bir kuşun kanadında ötüşünde sevgilinin sesini duymadık mı,
renginde göğün yeşili ararken sevdayı süzmedik mi gülün emildiğimiz dudağına!
Gül yüzünü sevgilinin akan suyun kıpırtısında yansıyışın da bize ettiği o
sırılsıklam oyununda bulmadık mı? Gülüşlerini güneşte sevgilinin! Sahi
şeffaftır ya gülüşleri sevgilinin ah gülüşü bir daha görmenin aşkıyla o vefasızı
sevmedik mi!Yanılgılarla dövüşmedik mi o dipsiz boşluklarda! Acıyla haykırmadık
mı !Ah o minicik savunmasız çaresiz yüreğini sevmedik mi bizi acıtan belki de
sonrası hep karanlıklara açılan yüreğini sevgilinin.Güneşi bir kere o yürekten
içmeye görsün aşık bir defa körelir ancak ışığa!Karanlık gelse ne yazar sonrası
hangimiz gördük hangimiz korktuk ki .Böyle sevmedik mi böyle titremedik mi
üzerine sevgilinin aşkın sevdanın.
Karanlık geceler onun gözleriyle
şafaklanmadı mı, şafağı biz böyle çağırmadık mı! Özledikçe serap görmedik mi
,yanmadık mı sırılsıklam bahar dalları altında halimize sincaplar
gülerken.Yakamozlara ona kavuşmak arzusuyla koşturmadık mı sürmedik mi ruhu sığ
sanıp ummanlara! Battıkça ta diplere ölüyorken can ha çıktı ha çıkacak derken o
gül güzünü anımsayıp yeniden yüzeylere vurmadık mı o doyumsuz nefesle ab-ı
hayat suyu tatmadık mı! Ah aşk, aşk, sen nelere kadirsin derken ,kızımızı özlemedik
mi? Ona bakarken bir zaman ki prensesimizi anmadık mı!Bütün kızlar babalarının
prensesidir elbet!
Evet sevgili dostlarımız kitabımızda
,yaşanılan onca şeyden sonra bir kız çocuğunun güzellikleriyle başka bir şefkatin
sıcaklığına dalacak, kavrulan yüreğinizin başka bir aşkla yeniden ısındığını
göreceksiniz. Ancak bu defa başka türlü ısınacak içiniz ayrılık gidecek bir
daha uğramayacak semtinize .Belki de artık yolları ayıran eski bir anne baba
olmanın acısıyla evladınızı özleyecek ağlayacaksınız
Bir parkta simitçi bir çocuğun düşü
olacaksınız umudu yoksulluğun pençesinde.Bir çocuğu sevindirmenin sözsüz
iletişimini kurarken bir martının çığlıklarına takılıp karanlık bir gecenin son
bulduğu o nefeste duraklayacaksınız.Kaç sabah bilmeyen gecenin akşamdan kalma
korkularıyla yeniden yüzleşeceksiniz.Kolay mı ki hem birisini ruhunun her
zerresinde hissetmek nefes denen şeyi onun varlığında bulmak.Bütün aşklar
ilahidir. Böylesi sevebilen bütün aşıkların çıktığı ,tek kapıdır ilahi
aşk!Yoksa insan yaşayamazdı.Neler okuyor, neler görüyoruz .Şeytani şeyler,
niçin bu kadar revaçta.Ruh hastaları ,kendini niçin yazar şair sanıyor.Toplum
niçin ille de kan, ille de acı ille de sapkınlık istiyor.Tabi çok sebepleri var
bütün bunların.Ancak bariz bir şekilde şunu söyleyebiliriz ,çekilen acılar uzun
süreli mutsuzluklar aşkın nefrete intikama dönüşmesi en azından kişinin
bunlarla artık besleniyor olması değil midir esas ışığı görememekten körelmek
karanlığa sarılmak !Acıyla beslenmek, kan kokusuna susamak, üçgenler mezarlar,
çarmıhlarla ruhu sıvamak tüm bunlara teslim olmakta başlamıyor mu kaybetmek
!?Bütün bunlar şöyle dursun biz her halukârda aşkı aşılayan aşk diyen aşkla
çağlayan kitabımıza devam edelim.
Sevmek yürek işi o ayrılığa rağmen o
sevgiyi en kutsal yere koyup hiç incitmeden saklamak zira!Ben bu güzel gönül
insanı Veysel hocamızda bunu gördüm işittim .Tabi ki acılar da hep bizimledir
ancak aşmak yüceliktir insani erdemliliktir. Onu belli bir saatten sonra başka
bir yere koyuyorsun zira toplumun hali nice olurdu çoğunluk bunu
aşamasaydı.Arada ağlar seven onlar cemreleridir temizliği şeffaflığıdır
sevenin.Sonramı, sonra o sevgiyi yaşattığımız istiridyesinin yüreğimizin
içindeki yerine geri koyarız.O hep bizimledir artık yük de değildir
hafifliğimizdir kaygılarımıza korkularımıza rağmen şeffaflığımızdır.Çünkü o çok
sevdiğimizdir sevmeyi başardığımız özümüzdür.O öz özün incinin kendi oluşumunu
tamamlamasına izin vermek zamanı geldiğinde uçmasına izin vermek artık onu
gözlerinizin değdiği her yerde sevmek herkesin her yüreğin harcı değil zira.Aşk
kutsaldır tertemizdir.Hep uzaktan bakmak da gerekli değildir ,o tat cennet
tatlarından biridir ki ,seven bir kere tatmaya görsün , o ateş hiç küllenmez
hiç sönmez.Alev alev yanar suyun içinde şulesiyle yıldızlar ışır
menevişlerinizden harelenir göğün göğsü.
Evet seven sevdiği olmadan ,onsuz da
sevebilmeyi başarır, onu en güzel yere koyarak yeni serüvenlere hayatın
güzelliklerine yelken açar kendi gözyaşı denizinde…
Kimim bende sorgulamalar da devam eder
olağan şeyleridir bunlar.Arayıştan ibarettir zira hayat!.Yağmurun saçlarında ki
şebnemler de denizleri biriktirmek ,o denizleri incitmeden içmek ,sek içmek,
katıksız içmek için, gönül dergâhında melanet hırkasını giyinir ve mücadelesine
devam eder seven.Yaşlı bir dedenin kırışmış boynunda hayatın çentikleriyle bir
kez daha yüzleşirken ,yeni filizlenen bir gül ağacında bekleyen bülbülün
ötüşünü dinler.Sonrası mı uyuya kalır, uyandığında yeni bir konçertonun en
baskın o tınısında bulur kendisini.Ve bulduğu o sesin izlerini sürer.''Gel kaç
kere tövbeni bozmuş olsan da yine de gel !'' diye çağırır o ses çok yakınlardan'Hiç
uzağa düşmez o ses yeter ki duyabilse insan ki bunu ancak sevmeyi başaran
duyar! Vicdanı artık daha da ağırlaşmış daha da olgunlaşmıştır hafifliktir
ağırlığını duyduğu!.
İnsanca yaşamak yaşatmak adına yüreğinde
ki o izin kokusunu arar hep aşkla !Yüreğinize nice sağlık hocam felsefi olarak
derin bir eseri sizin gibi mahir bir kalemden okumanın mutluluğunu duydum.Aşk
yolunda nice güzelliklere…
KİTAP ADI AŞKIN AYRILIK HALİ
YAZARI : VEYSEL ALTUNBAY
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?