YAPAY ZEKÂNIN GEÇMİŞİ ve GELECEĞİ - VEYSEL ALTUNBAY

 






Yapay zeka; makinelerin insanlar gibi hareket etmesini sağlayan ve bilgisayar yazılımları ile gerçekleştirilen kodların bütünüdür. İlk yapay zekâ çalışması ne zaman nerede ve nasıl başladı ve yapay zekâya neden ihtiyaç duyuldu bunları inceleyelim;

İnsanoğlu var olduğundan bu yana kendinden başka akıllı yaratıkların olup olmadığını merak etmiş ve bu merak neticesinde araştırmalar yapmıştır.  Gelinen noktada yapay zekâ ile üretilen robotlara gelinmiş ve süreç yine de tamamlanmamıştır. Şimdi bu sürecin en başına gidelim.

 

PUTLAR

 

İnsanlar kendilerini kötülüklerden koruyacak, onların duygu ve düşüncelerini duyacak varlık olarak putlara tapınmaya başlamışlardır. Bana göre putlar tarihte bilinen yapay zekânın atalarıdır. Son ve ilk arasındaki en önemli bağ ise “Fikir iletişimi”dir. İkisinde de istenilen fikirlerin doğrultusunda gerçekleştirilen olguları var etmektir. Putlar ikiye ayrılır;  Sanem: ağaçtan vb şekillerden insan silüetine benzer olarak yapılan, Vasen: taştan vb şekiller elde edilerek yapılan putlardır.

İnsanoğlu kendi yaptığı putlardan yardım dilenmiş ve dileklerini gerçekleştirmelerini beklemişlerdir.

 

 FABL

 

Fabl bilindiği üzere hayvanları konuşturma edebiyatıdır. İnsanlar kendilerinden başka akıllı yaratıklara ulaşmaya çalıştıkça yeni fikirler geliştirmişler ve temelde duygu ve düşüncelerini yansıtabilecekleri varlık olarak hayvanları seçmişlerdir. Onlara yazılı eserlerde can verip, akıl verip konuşmalarını sağlamışlar bu şekilde yeni bir döneme girilmiştir. Bunun ilk örneği Kelile ve Dimne hikâyeleri olmuştur. Ardından La fonten masalları vb hikâyeler ve en sonunda da çizgi film ve sinema filmleri ile yön vermeye çalışmışlardır. Netice itibari ile yapay zekânın geldiği bu noktada putlar gibi insanların kendi yaptığı varlıklar üzerinden yapay zekâ yolcuğu yerini akıllı cihazlara bırakmıştır.

 

AKILLI CİHAZLAR

 

İnsanın temelde istediği en önemli şey; kendinden başka akıllı varlıkların olması ve onların da aklından yararlanarak isteklerini gerçekleştirmesidir. Mesela ilk akıllı cihaz nedir diye soracak olsak cevabı telgraf olacaktır. Telgraf bir çeşit kodların aktarımı ile iletişim olanağı sağlayan bir tür haberleşme sisteminin teknolojik olarak ilkidir. Burada da amaç insanın kendinden başka akıllı cihaz sistemine geçerek duygu ve düşüncelerini onlara yaptırmasıdır. Nitekim telefondan, elektroniğe uzanan uzun bir yolculuk bizi mekaniğin ve elektroniğin buluştuğu noktaya getirmiştir.

 

MEKANİK ZEKÂ

 

Mekanik teknolojisi insanın ürettiği bir tür teknik verilerle elde edilen ve sanayi devriminde oldukça önemli rolü bulunan sistemin bütünüdür. Her ne kadar sanayi üzerinde mekanik cihazların olduğunu söylemek istesek de konumuz arabalar üzerinden devam edecektir.

Arabaların geldiği nokta ile başlangıcı arasında (mekanik olarak)yaklaşık 200 yıllık bir zaman dilimi vardır. 200 yıl önce mekanik motor üretiminden günümüzde hibrit sistemlere gelinen bir teknoloji vardır ve gerek o dönemin gerekse bu dönemin en yakın ilişkisi araçların insanı bir yerden bir yere taşımasını sağlamasını istemektir. İşte bu istek mekanik ve elektronik verilerin ışığında yapay zekâya uzanan önemli yollarından biridir.

 

 

 

ROBOTLAR

 

Yine insanlar kendilerine evlerinde yardımcı olacak eşyalar üretmeye başlamış bununla beraber çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, temizlik robotu vb ürünler geliştirmişlerdir. Fakat insanlar ne yapmışsa sadece yaptıkları tek işlevselli ürünler olmuş kendi bağımsız hareketini ve çok işlevselli bir sistemin de geliştirilmesi gerektiğinin yolunu bulmuşlardır. Mesela; Çamaşır makinesinde bulaşık yıkayamazsınız arabanıza şarkı söyletemeziniz, cep telefonunuza binip uçamazsınız. Ama bunların hepsini bir arada yapabilecek bir teknoloji geliştirebilirsiniz. İşte bunun adı; yapay zekâdır.

 

YAPAY ZEKÂ

 

Yapay zekâ doğrultusunda insanların ürettiği robotlar yine amacı doğrultusunda hareket edebiliyor. Üretilen robot, robot asker veri girişine sahip ise görevi sadece savaşmaktan ibarettir. Eğer robot, robot köpekse görevi yine köpeklerden elde edilen kopyaları gerçekleştirmesidir. Ses verisi yüklenerek havlaması sağlanır, tehlike karşısında saldırması ve koşması gibi veriler sağlanarak gerçeğe en yakın bir robot üretilir.

Üretilen robot, robot insan olarak üretilmiş ise yine belirli görevler içerisinde üretilir ve görevi dışında bir görev yapmasını bekleyemezsiniz. Çünkü elektronik kodlarından en önemli kod “eğer” ve “ise” olarak yüklense bile ruh olmadığı için yine sınırlı sayıda “eğer” ve “ise” karşılaştırmasına cevap verecektir. Bu da sınırlı bir zekâ üretimi olacağı için robotları da sınırlandırarak ve sınıflandırarak üretmek gerekecek demektir. Mesela üretilen robotun görevi, robot kadınsa üreticinin onu ne amaçla yönlendirmek istiyorsa o kodları yüklemesi gerekecektir. Yani bir kadın robottan, bir insan şeklinde görev beklemek olanaksızdır.

Yapay zeka ile gerçek zeka arasında tek duvar vardır; olanak… Olanak duvarı bu iki zekâyı da sınırsızlıktan koruyarak insanın sınırsız bir robot üretimine olanak vermemesi anlamına geliyor. Yine de bir olanak duvarında oluşan çatlak yeni bir fikir veriyor; şayet robotlar insan gibi davranamıyorsa, insanlar robot gibi davransın. Yani ruhsuz insanlar komutlarla sadece görevine odaklansın… Yaşayan ölüler.

 

ZOMBİLER

 

Zombiler hayatımıza gireli çok bir zaman olmadı. Onlar yaşayan ölülerdir. Ve robotlar gibi acı çekmezler, düşünmezler ve görevi dışında hareket etmezler. Tahmin ediyorum ki yakın zamanda çevremizde zombi besleyen bilim adamları olacak ve onlar evlerinde bir köpek gibi zombi korumaları yaratacaklardır.

Belki de yapay zekânın gerçek zekâyı ele geçirmesi bu sayede mümkün olup yapay ve gerçekten yaşayan ölü bir zeka elde edilecektir.    Mümkün mü; elbette mümkün, putlardan robotlara gelinen bu yolculukta insanları kitlesel veya bireysel olarak ele geçirmek çok daha mümkün. Bunun için, aşılardan, ses frekanslarından, kokulardan veya toplumsal korkulardan faydalanmak yeterlidir.

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu