YENİ KAVRAM; ESOSYAL - VEYSEL ALTUNBAY

 


Elektronik ortamda oluşturulan platformların genel anlamı ile sosyal medya olarak adlandırıldığı çok çeşitli mecralar bulunmaktadır. İnsanoğlu ilk bilgisayarı yaptığında geleceğin teknolojisinin buralara kadar uzanacağını hesap etmediklerini biliyorum. Onlar bitten bayta bir yolculuk serüveni hayalini en fazla gigabayt seviyesinin hayallerini kurmuşlar ve basic programından görselliğe uzanan yolculuğa kadarını düşünmüşlerdir. Elbette zaman geliştikçe (gelişir ve daralır) şartlar daha da değişmiş, görsel medya artarak kendine koca bir dünya olan sosyal medyayı yaratmıştır.

Sosyal medyanın var olması, gelişmesi, büyümesi ve yaygınlaşmasıyla ortaya kendini ifade eden insanların çıkmasına neden olmuştur.  Teknoloji küçüldükçe ve ulaşılabilir oldukça herkes için yeni imkânlar yaratmış ve herkes bu serüvende yerini bir şekilde almıştır.  Yerini alanlar arttıkça çığ etkisi yaratmaya ve toplumsal olayları etkilemeye başlamıştır. Arap baharı, Gezi olayları bunun birer örneğidir. Kişisel olarak da daha ön planda olma isteği artmış ve sosyal bir kişiliğe sahip olduğunu ispat etmeye çalışan kişiler tehlikeli paylaşımlarla birçoğu hayatını dahi kaybetmiştir. Bununla ilgili daha önce kullandığım bir sözü eklemem yerinde olacaktır “Günümüzün en büyük tehlikelerinden biri de suretperestliktir. Yüzüne âşık olmak ve güzelliğini herkesle paylaşmaktır. Bu akım uğruna nice güneşler batmıştır

Burada ele alınacak asıl mesele şudur;  Üçüncü bir kişilik yaratmak. İnsanlarda iki kişilik vardır; sosyal insanlar ve asosyal insanlar. Üçüncüsü ise esosyal insanlar olmuştur. Esosyal insanlar aslında sosyal insanlar olduğunu kanıtlama derdinde olan asosyal insanlardır. Ellerinde herkese kanıtlayabileceği bir cihazla videolarını, yazılarını, resimlerini aslında gerçekle bağı olmamasına rağmen gerçekmiş gibi ortaya koymasına imkân yaratmıştır.

 

SOSYAL MEDYA

Sosyal medya, kullanıcılara enformasyon, düşünce, ilgi ve bilgi paylaşım imkânı tanıyarak karşılıklı etkileşim yaratan çevrimiçi araçlar ve web siteleri için ortak kullanılan bir terimdir (Sayımer, 2008:123). Ülkemizde sosyal medya kişiler arası iletişim amaçlı kullanılırken gelişmiş ülkelerde eğitim ve gelişim aracı olarak kullanılmaktadır. Bu olgular arasında sosyal medyanın amacı dışında kullanıldığını gördüğümüzde hayfımız ve üzüntümüz boşa olmamaktadır.

Bu mecralarda göze çarpan çarpıklıklar maalesef toplumumuzun/toplumların ne derecede evrim geçirdiğini/değiştirildiğini gösteriyor. En basit anlatımı ile şunu da eklemem gerekiyor; Sosyal medyanın amacı dışında kullanımı insanların ne yaptığı bile anlaşılmayan videolarının binlerce izlenmesi ya da beğeni alması ile bir eğitimcinin, yazarın hatta edebî ve sanatsal faaliyet gösteren bilime ve ilime değer verenlerin hâlâ tanınmaması toplumların aslında düşünme ve yorumlama algılarını öldürmek olduğunu açıkça ifade etmektedir.

SOSYAL MEDYA VE KİTAP

Sosyal medya hayatımıza kattığı birçok yenilik kadar birçok değerlerimizi de çalmıştır. Bunlardan en önemlisi ise kitap okuma alışkanlığımızı neredeyse bitirme noktasına getirmiş olmasıdır. Yukarıda da dediğimiz gibi sosyal medyanın asıl amacının gelişim olması gerekirken vücut ve akıl seviyelerini sergileme yarışları insanlara “Bugün ne paylaşsam?” düşüncesiyle meşgul etmiş haliyle kitap okumaya ve sağlıklı düşünmeye engel olmuştur. Kitap okumayan, araştırmayan, sorgulamayan ve aklını dijital âleme teslim eden bir toplumdan ne beklenebilir? Sadece “sırada hangi videosu, paylaşımı olacak?” beklentisi olabilir.

Güzel bir söz “Televizyon okuyup kitap izliyoruz.” sözü daha da kendini aşmış, yerini telefona bırakmıştır.

SOSYAL MEDYA ve AHLAK

Sosyal medya yukarıda da dediğimiz gibi eğitim ve haberleşme aracı olarak kullanılması gerekirken insanların yaşlarına ve aile yapısına uygun olmayan videolar çekerek kendilerini rezil, kepaze ve ahmakça hallere soktuklarına da şahit oluyoruz. Yaşlı bir kadının ya da adamın normalde sessiz sakin ve kendi halinde bir yaşantısı varken sosyal medya videolarında hayvanî hareketleri ile kültürümüzün kayıplarını görmemizi sağlıyorlar.  İşte bu karakter yapısı asosyal birisinin esosyal kişiliğe bürünmesindeki en önemli kavramsal yapı örneği olarak kullanmama sebep olmuştur.

SOSYAL MEDYA VE ZAMAN SORUNSALI

Sosyal kişiliğe sahip kişiler, toplum içerisinde aktif bir kişilik sergilerken asosyal insanlar toplum içerisinde bulunmak istemezler. Esosyal kişilik yapısına sahip olanlar ise ne toplum içinde olurlar ne de dışında olurlar. Onların toplum, çevre, arkadaş ortamını sosyal medya içerisindeki beğeniler ve yorumlar belirler. Bu yüzden daha aktif ve daha fazla zaman geçirmeye çalışırlar. “Ne paylaşsam? Ne yazsam? Kimin sözünü yazsam?” gibi sorunlar esosyal kişiliklerde zaman kavramını ele geçirip kişiyi esir hale getirir. Bu kişilikler sanal ortamın verdiği haz ile gerçekleri ayırt edemeyecek hale gelirler ve zaman sarmalı içinde dönüp dururlar.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu