İNCE ŞEYLER - SERPİL ÖZKAN

 

KİTAP YORUM :   Ergün BİLGi

İnce Şeylerdir Bizi Ayakta Tutan

       Değerli yazarımız Serpil Özkan’ın “İnce Şeyler” kitabıydı son zamanda soluksuz okuduğum. Nezaketinden dolayı kendilerine teşekkür ederim. Kitapları elime alır almaz ilk yaptığım şey arka kapak yazılarını okumaktır benim. Çünkü arka kapak yazıları kitabın içeriği ve dolu dolu oluşunun bir göstergesidir çoğu zaman.  Değerli yazar Serpil Özkan; “Herkesin mutlulukları yanında hüzünleri, eksik ya da yarım kalmışlıkları, gülüşüyle üstünü örtmeye çalıştığı acıları, ne yapsa bir türlü içini dolduramadığı boşlukları vardır içinde…” Başka bir ifadesinde de “… hayat bizim seçimlerimizin toplamıdır. Yaşamak ise, katmerleşmiş hüzünler arasında küçük mutluluklar devşirme sanatıdır.” diyor. Kitabın arka kapağında. Bu ve benzeri birkaç ifadeyi okuyunca kitabın içeriğinde ve merkezinde, insanı buldum daha doğrusu kendimi buldum. Eminim siz de okuyunca bir yerlerde kendinizi ve çevrenizi, çevrenizdeki bazı tiplemeleri yakından bulacaksınız.

        Yazarın, insan ilişkilerini kitabın adından da anlaşılacağı üzere çok ince ve ustaca irdelediğini görüyoruz. Evet, aslında ince şeylerdir insanı insan yapan özellikler. İnsani ilişkiler anlatılırken değerli yazarımız bazen bir psikolog, bazen bir sosyolog bazen de iyi bir iletişim uzmanı olarak karşımıza çıkıyor. Çoğunluğu insan ve insan ilişkileri üzerine olmak üzere; doğadan evrene, bitkiden hayvana… tüm varlık aleminin aslında ortak dilinin sevgi, saygı ve değerden geçtiğini vurguluyor. 

         Bir gelişim kitabı özelliği de olan kitap, aslında herkesin çok rahat okuyup anlayabileceği sade bir dille; sevgi, içtenlik ve zerafetle yoğrulmuş bir üslupla yazılmış denemelerden oluşmaktadır. Zaman zaman da düşünce, sanat, bilim, tasavvuf… devlerinin sözleriyle de desteklenen denemelerden herkesin kendince çıkaracağı bir payı olacaktır. 

      Özellikle insanların birbirine tahammülde zorlandıkları, iyi niyeti aptalca okuyanların çoğaldığı, kendi bireyselcilikleri, egoları, menfaatleri uğruna başka insanların mecburiyetliklerini, zaaflarını; vicdan, merhamet, hak hukuk tanımadan kullanan insanlara karşı nasıl tavır alınması gerektiğini okuyoruz satır aralarında.  Egosu yüksek, bencil, içten pazarlıklı, vicdanı kıt, empatiden yoksun; doğayı, hayvanı, insanı, insani duyguları duyarsızca kullanan; hatta katleden insanlar yabancı değil çoğumuza. Değerli yazar, tüm bu sorunlara değinirken önümüze alternatif bir dünya sunuyor. Empati kurma yeteneği gelişmiş, vicdan sahibi, olgun, doğaya, canlıya, insana, duygulara saygılı; kavganın, iki yüzlülüğün, egoistliğin, bencilliğin, vurdumduymazlığın, kabalığın olmadığı insanın insan gibi yaşayabildiği bir dünya…

     Ara ara konuyla ilgili verdiği şiirlerin birinde “Sevmekle başlar her şey…” diyor yazarımız. Sevmekle başlayalım her şeye derken yine kendi cümleleriyle bağlamak isterim yazımı “Yüreğinizden sevgi, yüzünüzden gülümseme eksik olmasın. Her daim sevgiyle huzurla kalınız. “ Bilmukabele efendim. Şahsen ben kitabınızdan çok güzel kazanımlar elde ettim, darısı okumak isteyenlere. Yazı hayatınızda başarılar diliyorum. Hürmet ve muhabbetimle...