George Orwell İngiliz yazardır. 1984 kitabını 1948 yılında tamamladığında son iki rakamını değiştirerek 1984 olarak isimlendirmiştir. İngiliz edebiyatının önemli yazarlarından olan George Orwell 25 Haziran 1903 yılında Hindistan'da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Eric Arthur Blair olan yazar bu adını çok kullanmamıştır. George Orwell roman, deneme ve fabl gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir. Sade bir üslupla derin gözlem yeteneğini konuşturmuştur. 1984 her ne kadar distopya olarak adlandırılsa da sadece yazıldığı yıla değil bugüne hatta yarına da ışık tutmakta ve bu yüzden değerini korumaktadır.
İngiltere’de o dönem kullanılan teknolojik cihazlar tamamen tek parti yönetimindeki kişi veya kişilerin algı yönetimi için kullandıkları araçlardır. Televizyonlar propaganda amaçlıdır ve televizyonlar hem alıcı hem verici niteliğindedir. Bu sayede Büyük Birader herkese görünebiliyor diğer yandan herkesi de görebiliyordur. Bu sayede hiçbir insan ondan kaçamıyor ve herkes kontrol altında tutuluyor.
Elbette bunu günümüze de uyarlayabiliyoruz ve algı yönetiminin liderler için ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Algı yönetimi ve kontrol altında tutmanın bir yolu da ülkenin her bir yanına gizli mikrofonlar konularak kimin ne konuştuğunu tespit etmek de bir diğer yoludur. Bu yüzden insanlar sadece robot gibi yaşamaya mahkûm edilmiştir. Birileri bir şeyler yazacak olursa bu Büyük Birader tarafından anında görülebilmekte ve düşünce polisi tarafından o kişi buharlaştırılmaktadır. Buharlaştırma demek o kişinin hiç yaşamamış ve var olmamış gibi yok edilmesidir. O kişiye ait bütün bilgiler silinir ve o kişi hakkında hiçbir kimse konuşamaz. Bir kişinin buharlaştırıldığı ertesi gün görülmediğinde anlaşılır ve adından resmine kadar bütün kayıtları silinerek yok edilir.Bu teknik her ne kadar distopya bir eserde yazıyor olsa da aşağıdaki resimde bunun gerçek olduğunu anlayabiliyoruz.
OKYANUSYA
Resmi ideolojisi İngiliz Sosyalizmi'dir ve
yönetim üzerinde muhalefetsiz, yani mutlak hâkimiyet sahibi parti de adını bu
ideolojiden alır (Yenisöylem'deki adıyla İNGSOS). Tüm dinleri reddeden ama liderine bir ilah gibi
davranmaktan geri kalmayan, rejimin sahibi, bütün gücü elinde bulunduran Büyük
Birader'dir
GERBAK (GERÇEK BAKNALIĞI)
Gerçek Bakanlığı’nın -Yenisöylem’deki
adıyla: Gerbak- tek bir amacı vardır: Geçmişi yeniden yazmak. Bunun için parti
üyelerini çalıştırır. Haliyle tüm ilgi alanları yazılı ve sesli tüm kayıtlar,
fotoğraflar, sanat eserlerinden oluşmaktadır.
Devlet propagandasının etkili
olabilmesi açısından devletin öngördüğü bilgilerin yanlış çıkması halinde
geçmiş gazeteler, filmler, fotoğraflar, yani kısacası akla gelebilecek,
Parti’yi hatalı çıkartabilecek her şey yeniden düzenlenir. Eski bilgiler
tamamen yok edilerek, yeni ve düzenlenmiş bilgilerin yer aldığı şekilde
bırakılır. Böylece öngörülen bilgiler doğru olur. Bu süreç süreklidir ve her
yeni bilgi için tekrarlanır.
BARBAK
(BARIŞ BAKANLIĞI)
Barış Bakanlığı’nın görevi
savaşmaktır. Devletin sürekliliği ve halkın yaşantılarını sindirmeleri
açısından bakanlığın varlığı hayatidir. Bu nedenle Okyanusya, diğer iki
devletlerden biriyle mutlaka savaş halindedir. Devamlı savaş hali, halka
doğrudan propaganda yapılması için mükemmel bir araçtır. Halka tele-ekranlardan
savaşların her zaman için kazanıldığı yönünde haberler geçilir.
Totaliter rejimlerin halkı sindirip,
sürekli gücü elinde bulundurmasının yolu, bir veya birden çok düşman yaratıp,
toplumu onun üzerinden birleştirmektir.
“Savaş barıştır.”
SEVBAK
(SEVGİ BAKANLIĞI)
Parti
üyelerinin hepsi Sevbak tarafından büyük bir gözaltı sistemine tabi tutulur.
Yedi gün, yirmi dört saat yaptıkları her hareket izlenir. Eğer bir ‘şüpheli’
durum oluştuğu tespit edilirse Düşünce Polisi bunun icabına bakar.
VARBAK (VARLIK BAKANLIĞI)
Devletin
ekonomiden sorumlu bakanlığıdır. Halka yiyecek, araç-gereç ve mal erişimlerinin
sağlanmasında görevlidir. Her zaman için ucuz, sentetik ve iğrenç denecek türde
yiyecek ve mal üretimi yaparlar. Böylece insanlar hep yoksul ve aç kalacaktır. Çünkü
yoksul halkı yönetmek, zenginlere kıyasla katbekat kolaydır. Halkın doğrudan
üretim yapmasına asla izin verilmez.
Okyanusya’da düşünmek
yasaktır; “Düşüncesuçu ölümü gerektirmez:
Düşüncesuçunun KENDİSİ ölümdür.”, seks yapmak yasaktır; seks iki insanın
mutlu olmasını sağlarken mutlu insanların düşünmesini sağladığı için
yasaklanmıştır. Bu kişiler yakalandığı takdirde buharlaştırılır. Sadece partiye
yeni bir üye kazandırmak amaçlı çocuk doğurmak bundan hariç tutulur.
Bir de liderleri lider yapan
sistemin koyunları! Olan yeni deyimle halk, Osmanlı’da avam sosyalizmde proleterler
vardır. Proleterler parti adına çalışan kişilere göre daha rahattırlar. Onların
parti üyeleri kadar sorumlulukları bulunmamakta hatta alkol dahi
içebilmektedirler. Onların görevi Büyük Birader’e tapmaktan ve onu yüceltmekten
ibarettir.
Günümüzle uyarlama
yapamayacağım!! Fakat gelecekle ilgili uyarlama yapacak olursam; 1984 geçmişte
bir bilim kurgu yada politik kurgu olarak yazılmış olsa da gelecek adına da
yaşanılacakları anlatmaktadır. Her ne kadar kitapta Büyük Birader her şeyi
kontrolünde tutmak istiyor olsa da kitleleri elinde tutanlar da aynısını istiyor.
Bu kitabı okurken aklıma B’nai B’rith gelmiştir. Ayrıca GDD ve İllümünati gibi oluşumların da varlığı aslında Büyük Birader’in ölümsüzlüğünü ve belki de başarılı olacağını kanıtlıyor. Tek Dünya Devleti kurulacak olursa proleterler hizmet etmekten başka amacı olmayan köleler olacaktır. Bu “varsayım gerçekleri” şayet yazacak olsaydım sanırım 2202 diye bir kitap yazmam gerekecekti.
1984 filminden bir sahne
İÇERİKTEN
-Savaş barıştır, özgürlük köleliktir.
-Eğer bir umut varsa o da proleterlerdedir.
-Proleterler ve hayvanlar özgürdür.
SONUÇ
Sonuç olarak ele alacağım en uygun cümlenin şunun olduğuna karar verdim; kitapta da belirtildiği üzere " Proleteryanın hayatında değişecek tek bir değişim vardır o da efendilerinin isimleridir"
KİTAP ADI : 1984
YAZARI : GEORGE ORWELL
YAYINEVİ : PINAR YAYINLARI/2021/352 SAYFA
ÇEVİREN : Onur Aybek GENÇ
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?