Edebikitap.com olarak kitap ve yazar tanıtımına katkı sağlamaya ve yazarları okurlarıyla buluşturmaya devam ediyoruz. Söyleşimize “Tanı yorum” kitabının yazarı Aydın Adaklı’yı konuk ediyoruz. Söyleşimiz içerisinde Aydın Adaklı’nın derin dünyasında yolculuğa çıkacağız.
E.K:
Aydın Adaklı ismi birçok konuda başarılarını kanıtlamış, güçlü bir isimdir.
Sizin çalışmalarınıza bakınca sadece kişisel gelişim alanında değil birçok
alanda da çalışmalarınızı görüyoruz. Bu elbette azmin bir sonucudur. En son okuduğumuz
ve özellikle de üzerinde duracağımız “Tanı yorum” kitabınıza başlamadan önce
sizi tanıyabilir miyiz?
A.A: 1975
yılında Nevşehir’de doğdum. EDEBİYAT (lisans), İLAHİYAT (ön lisans), SOSYOLOJİ
(lisans) ve KARİYER PSİKOLOJİK DANIŞMANLIĞI (yüksek lisans) olmak üzere dört
üniversite bitirdim. Ayrıca Eskişehir Üniversitesi’nde “İletişim”, Haliç
Üniversitesi’nde ise “Biyometrik Yüz Okuma” eğitimleri aldım.
Ülkemizin çeşitli
şehirlerindeki okullarda, öğretmenlik ve idarecilik, bazı özel okullarda ise
eğitim danışmanlığı yaptım yaptım. Millî Eğitim Bakanlığı onaylı “Aile
Danışmanı” unvanıyla, aile sorunlarına çözümler ürettim.
“Yaşam Dostluğu” isimli bir
danışmanlık modeli geliştirerek, kişisel gelişime yeni bir bakış açısı
kazandırdım. Yaşam Dostluğu yaptığım insanların ulaştığı başarılar, insanların
bu danışmalık modeline olan ilgisini artırdı.
Kişisel gelişim alanında beş
kitap yazdım. Ayrıca, verdiğim yazarlık eğitimleriyle, pek çok insanın da kitap
yazmasına vesile oldum. Yazarlık eğitimleri, bireysel danışmalar ve seminerler
ile çalışmalarımı sürdürmekteyim.
E.K:
Binlerce yıldır var olan bir gerçek var ki kitap okumak insanı geliştirir,
mukayese ve dimağ gelişimine katkı sağlar. Ama insanlar çoğalıp kişilikler
çeşitlenince sadece kitap okumak değil insanı da okumak gereksinimi ortaya
çıkmıştır. Ben bu konuda birçok kitap ve makale okuyarak bilgiler edindim. En
son Tanı yorum’u okuduğumda önceki okuduklarımın aslında bu denli geniş
kapsamlı olmadığını fark ettim. Öncelikle
bu kitabı bizlere kazandırdığınız için teşekkür etmek istiyorum. Peki, bu kitap
ilk olarak nasıl doğdu?
A.A:
Danışma yaptığım insanların neredeyse tamamının, insanları doğru
tanıyamadıkları için sıkıntı yaşadıklarını gördüm. Buna bir çözüm üretmem
gerekiyordu, ben de bunu yapmaya çalıştım.
E.K:
Bu
kitabı okurken üstün başarı ve mukayese yeteneğinize hayran kalmıştım ama beni
en çok etkileyen sadece kişisel gelişim uzmanı olmanız değil ayrıca konunuza hâkim
iyi bir araştırmacı olmanızı da dâhil etmeliyim. Bu minvalde büyük üstad
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Marifetname’sinden de faydalandığınızı
görüyoruz. Bu da demek oluyor ki aslında beden dili yeni bir dil değil. Peki, beden dili konusunda başka çalışmaları olan
tarihi eserlerle de karşılaştınız mı?
A.A:
Beden dili hakkında binlerce yıl öncesine dayanan kadim bilgiler mevcut. Bu
konuda o kadar çok eser var ki birine değinmek öbürüne haksızlık olabilir. Biz
bu kitabı hazırlarken; bugüne kadar yazılmış yerli ve yabancı tüm eserleri
taradık. Editörlerimle yaptığımız bu çalışma yaklaşık beş yıl sürdü.
E.K: Sayın
hocam bu çalışmanızda insan anatomisinin gizemlerinden biri olan LİMBİK SİSTEM
konusunu her detayı ile anlatmışsınız. Siz de biliyorsunuz ki insanlarda bir de
EPİFİZ BEZİ denilen üçüncü göz var. Yani bu demek
oluyor ki insan bedeni aslında gizemlerle dolu. Bu konuda düşünceleriniz
nelerdir?
A.A: Epifiz bezinin beden ve ruhla ilişkisi kısmen teori
aşamasında kalan ve tam ispatlanamayan konular. Bu sebeple kitapta, epifiz
bezine değinmedik. Biliyorsunuz, beynin muazzam işleyişi hakkında henüz pek çok
şey gizemini korumaktadır.
E.K: Yani
anlaşılıyor ki insan gerçekten de bir derya imiş. Peki hocam şöyle bir söz var
“Bir insana kırk defa deli derseniz o deli olur” diye. Eski dilde darb-ı
meseldir. Bu gibi sözler pozitif veya negatif olarak insanlarda etki
göstermesinin sebebi nedir?
A.A: Bu
konu, birkaç cümle ile açıklanacak türde değil. “Gençlerin Yaşam Koçu” isimli
ilk kitabımda bu konudan detaylı bahsetmiştim. Kısaca değinmek gerekirse; kâinatta
var olan her şeyin aslı ve özü enerjidir. Bu durum, söylenen sözler ve hatta
akıldan geçen düşünceler için de geçerlidir. Her kelime bir enerji ihtiva eder.
Japon bilim insanı Masaru Emoto da yaptığı deneylerle, söylenen sözlerin su
moleküllerine etkisini ispatlamıştır. Suyun molekülüne etki eden enerjinin,
insana tesir etmemesi düşünülebilir mi? Kaldı ki insan bedeni, büyük oranda
sudan oluşur. Çiçek yetiştirmekten anlayan insanlar da bilirler ki, çiçeklere
sevgi sözcükleri söylemek, onların gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.
E.K: Bir
soru da özel bir konudan sormak istiyorum; Hangi tür kitap okumayı seversiniz
ve en sevdiğiniz yazar kimdir?
A.A: Ben
çok okuyan biriyim ve her an her yerde okurum. Ancak, benim için “Okumak”
kitaplarla sınırlanacak bir eylem değildir. İnsanı ve kâinatı okumanın
lezzetini hiçbir kitapta alabilmiş değilim.
E.K
:
Son soru da yine özel olacak. Bu soruyu sona saklamamın elbette özel bir nedeni
var. Hocam, kitapta 33 kadın 33 erkek eğitimci fotoğrafı bulunması, 33 deyim ve
atasözüne yer verilmesi, 33 dipnot ile bilimsel çalışmalara atıf yapılması,
kitabın 333 sayfa ve 33 bin 333 kelimeden oluşması nasıl bir başarının,
aritmetiğin sonucudur? Ya kitabın 333 gram gelmesi… Evet, hiçbir şey tesadüf
değildir ama bu kadarı da nasıl mümkün? Aklıma gelen tek şey var; Ebced. Bu konudaki
cevabınızı çok merak ediyorum.
A.A: Evet,
ifade ettiğiniz hususa şaşıran insanlara ben de şahit oluyor ve hiçbir şeyin
anlamsız olmadığını söylemekle yetiniyorum. Çünkü kitabın, içerdiği bilgiler ve
insanlara sağladığı fayda ile gündemde olmasını daha çok önemsiyorum. Biliyorum,
“sona saklayacak” kadar önem verdiğiniz bir soruya, tatmin edici bir cevap
alamadınız. Gönlünüzü almak için bir bilgi daha paylaşayım madem: Kitabı
tamamladıktan sonra basım için yayınevine göndermiştim. Tabi her yayınevi, iş
yoğunluğu sebebiyle yeni kitapların basımını belli bir sıraya koyar. Tanıyorum
kitabının, 3. ayın 3’ünde basılmış olduğunu öğrendim. 😊
E.K:
Her
ne kadar edebikitap.com olarak soracak sorularımız olsa da “Tanı yorum”
kitabınız için bizleri kırmayıp söyleşimize katıldığınız için çok teşekkür
ediyoruz. Gerek kitaptan gerekse söyleşiden fevkalade değerli bilgiler edindik.
Son olarak okuyucularınıza söylemek istediğiniz bir cümle ile söyleşimizi
tamamlayabiliriz.
A.A: Yalnızca bir yaşam hakkımızın olduğu bu dünyada,
her an o kadar kıymetli ki… Hayy’dan gelip Hû’ya giden bu dünya hayatından, eli
bile götürmek elde değilken, elde edilecek asıl kâr; kişinin kendine yapacağı
yatırımdır. Kendinizi sevin, kişisel gelişiminizi önemseyin ve sevgiyle kalın.
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?