Roman, Thomas, Tereza,
Sabina ve Franz’ın etrafında şekillenmiş ve onların yaşadığı ilişkiler üzerinden
ilerlemiştir. 1988 yılında beyaz perdeye de aktarılan roman sinemada da büyük
bir ses getirmiştir.
Böylesi sevilen, çağdaş
dünya edebiyatında yer alan bir eseri uzun uzun anlatmak ve yorumlamak istiyorum.
Zamanınız varsa okumaya devam edin.
KARAKTERLER
THOMAS
Karısından ayrılan ve bir
çocuğu olan Thomas her şeyden vazgeçmeyi/vazgeçebilmeyi başaran bir adamdır.
Onun için bağlı kalmak ve olmak yaşamının en olmazıdır. O kızına bile yüz
çevirmiş biridir.
TEREZA
Tereza için değerler
değerlidir. O bağlılığı ve sahiplenmeyi seven ve bunun dışında başıboş bir hayat
istemeyen bir yapıdadır. Yaşadığı olaylar rüya ve gerçeklik karmaşasına neden
olmuş ve bunun dayanılmaz ağırlığı altında kalmıştır.
Bağlılık duygusunun verdiği ağırlık ve yaşamın hafifliği karşısında bocalamış bir aşıktır
Sabina da Thomas gibi
yaşamını bağlılıktan uzak yaşayan birisidir. Sabina aşk ve cinsellik uğruna
yaşayan ve sanat galerisi bulunan biridir. En büyük aşkı Thomas’tır. Fakat bu
bağlılık veya birlikte yaşamak aşkı değil cinsellik aşkıdır.
FRANZ
Tesadüfen Sabina ile
tanışmış ve gerçekten ona aşık olmuştur. Bu aşk uğruna karısını bile terk edip
Sabina’ya gelmiştir. Fakat Sabina o geldiğinde çoktan gitmiştir.
Onun dünyasında öncelikli
olarak Tereza ve sonrasında Thomas vardır. Karenin bir sepetin içinde satılan
küçük bir köpek yavrusu iken Tereza tarafından alınmış büyütülmüş ve Karenin’in
yaşamının sonuna kadar birlikte
yaşamışlardır.
OLAY
ÖRGÜSÜ
Thomas kendi halinde
özgürlükçü bir zihniyette yaşayan biridir. Sabina ile olan ilişkisi
cinsellikten öte değildir. Yine de bir yeni aşka kapısı açıktır. O kapıdan içeriye
Tereza girer. Tutkulu ve ateşli birliktelikleri evlilikle devam eder. Evlenmiş
olsalar da Thomas başka kadınlarla yatmaya devam eder. Tek bir erkeğe bağlı
kalmak ve diğer kadınlarla yatan bir eşe sahip olmak Tereza için bir travmaya
neden olur. Rüyaları ve gerçekleri birbirine karıştırmaya başlar.
Diğer yandan da Thomas’ı
anlamaya da çalışır. Thomas’ı kaybetmemek ve ona olan aşkına karşılık onu
yalnız bırakmamak uğruna Thomas’ın ilişkiye gireceği kadınları bile ona
hazırlamayı teklif eder. “Onları yıkar, temizler koynuna getiririm. Başka
kadınların vücutları bizim oyuncağımız olur” diyerek teklifte bile bulunur.
Thomas elbette bunu da
istemiyordur. O özgürlükçü biridir. Başka kadınlarla tek başına yatmaya devam
eder.
Kitabın/Filmin en önemli
karakteri aslında Sabina’dır. O hem başka erkeklerle yatıyor, hem Thomas’la
yatıyor. Daha da ilginci neredeyse Tereza ile bile yatacaktı…Tereza bir
gazetecilik işi için çektiği resimlerin daha da popüler olabilmesi için çıplak
kadın resimleri çekmesi gerektiği söylenir. Tereza’da Sabina’ya gider… İki
çıplak kadın birbirlerinin resimlerini çekerler ve az da olsa bir yakınlaşma
başlar…
Franz ise hem karısından hem
de Sabina’dan olmuş bahtsız bir bedevidir. Sabina ile olan ateşli aşkı ailesini
terk etmesi ile alevlenir. Bir gece (Tereza ve Sabina’nın birlikte olduğu gece)
Sabina’ya gelir ve ertesi gün Sabina’nın evinde kalmak istediğini söyler.
Sabina tamam der ama ertesi gün Franz geldiğinde Sabina evi çoktan taşımış ve gitmiş
olur.
Sabina ve Thomas’ın Tereza’dan
bile önce olan arkadaşlıklarına elbette Tereza’da dahil olur ama bir yerde Sabina
onları da terk etmek zorunda kalır. Tereza ve Thomas ise bir arkadaşlarının çiftliğine
giderler ve orada yaşamaya başlarlar.
Kitaptan farklı olarak;
Filmin sonunda bir eğlenceye giden Tereza ve Thomas çiftliğe dönerlerken
yağmurlu hava nedeni ile kaza yaparlar ve ölürler. Sabina’ya dostlarının öldüğü
mektubu ulaşır.
KARENİN
Karenin yaşamı boyunca
Thomas ve Tereza’nın yanında yer almış bir köpektir. Çiftliğe gittiklerinde
Karenin’in ayağında bir sorun olduğu görülür. Yapılan tedavi sonucu hayvanın
kanser olduğu anlaşılır. Daha fazla acı çekmemesi için zehirli iğne ile
öldürmek zorunda kalırlar.
ELEŞTİRİ
Hayır ben sanat filmlerinde / kitaplarında birçok sahneye aşina olan birisiyim. Mesela “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi” filmi ne müthiş bir sanat filmiydi ve sanat filmlerinin, kitaplarının ne olduğunu bilirim. Peki “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği” nasıl bir sanat filmi/kitabı, nasıl dünya klasikleri arasına girmiş olabilir ki? Felsefi açıdan da değerlendirdiğimiz de insanın iç dünyasının dışavurumu yansıması olarak gördüğümüz de bile bir sanat değeri olduğunu söyleyebilirim fakat sanat bu kadar basit olamaz…Olmamalı..
Son olarak;
Eserin içinde bir Milan yok
sadece, Ahmet Midhat Efendi’nin yazım tarzı, Tolstoy’un dünyası, Nietzsche’nin
felsefi bakışı, Freud’ın cinsel yaklaşımı ile dolu dolu bir karma olduğunu da
özellikle vurgulamalıyım.
Reklam
İncelenmesini istediğiniz
kitap veya eserleriniz var ise iletişime geçebilirsiniz.
1 Yorumlar
Slot, rulet ve canlı casino gibi birçok seçenek sunan Mostbet casino , kaliteli hizmet anlayışıyla dikkat çekiyor ve her seviyeden oyuncuya hitap ediyor.
YanıtlaSilBU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?