Kuran, İncil Ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni - Muazzez İlmiye Çığ

 

Bu yazımızda geçmişten geleceğe en önemli köprü olan Muazzez İlmiye Çığ’ın “Kuran, İncil Ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni “ isimli eserini inceleyeceğiz.

Muazzez İlmiye Çığ (Sağlıklı ömür dilerim) yaşayan en önemli tarihlerden biridir. Onun değerini bilmek “Hariri’nin makamat”ını bilmek gibidir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün inceleme ve araştırmaları neticesinde Sümer diline olan ilgisi ve bu konuda araştırmalar yapılmasını istemesiyle başlayan bir süreç sonunda Muazzez İlmiye Çığ günümüze sadece çiviyazısını kazandırmamış bunun yanı sıra birçok karanlıktaki ücra köşelere de ışık tutmuştur. Bu bağlamda yazarın inceleyeceğimiz kitabı üzerinden dönem hakkında notlar alacağız.

Sümer tarihi incelendiğinde karşımıza Ön Türkler çıkmaktadır. Orta Asya’dan göç eden Türklerin bölgeye gelmesi ile gelişen bir medeniyet ve bu medeniyetin günümüze kadar ulaşan birçok benzerliklerini görmekteyiz. Peki, Sümerlerin neler yaptıklarına bakalım;

-Barajlar

-Kubbe yapılar

-Yılın 365 gün olması

-12 ay

-Cebir

-Yazı

-Çarpım tablosu

-Burçlar

 

Sümerlerde Din

Din konusunun önceliği Tanrı inancına bağlıdır. Bu yüzden Sümerlerde ortaya çıkan ilk inanışın Tanrı inancıyla başladığını söylemek gerekiyor. Onların yarattığı her Tanrı’nın ayrı bir görevi ve her Tanrının insan görünümünde olduğunu belirtelim. Fakat yüzlerce Tanrıları olsa da en önemli Tanrıları şunlardır;

-         Güneş Tanrısı: Uta

-         Bilgelik ve Su Tanrısı: Enki

-         Aşk Tanrıçası: İnanna

-         Adalet Tanrıçası: Nanşe

 

Kitaptan alıntı:

Sümerliler, bu Tanrılar dünyası üzerine pek çok efsane geliştirmişler; şiirler yazmış, ilahiler bestelemiş, törenler düzenlemiş ve bütün bunları yazıya geçirerek zamanımıza kadar ulaşmasını sağlamışlardır. Onların kurdukları çoktanrılı din, yavaş yavaş tek tanrıya dönüşerek, bugünkü dinlerin temelini oluşturmuştur. Fakat bu arada diğer Tanrılar da tamamıyla yok olmayarak bu dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını korumaktadır. (s14)

Görüldüğü üzere her dönemdeki insanlar Tanrıyı insan olarak görmüşler ve o yönde tasvir etmişlerdir. İslamiyet’te bile Tanrının eli, ayağı, gözü, tahtı vb insana benzer özellikleri bulunmaktadır. Bu da –yaratılan bir Tanrı- düşüncesini ortaya koymaktadır. Gerçekte ise hiç kimse Tanrıya şekil veremeyeceği gibi şeklini dahi tasvir edemez.

Diğer en önemli hususlardan biri de “Tanrılar da tamamıyla yok olmayarak bu dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını korumaktadır” ifadesidir ki, baktığımız zaman Mikail, hava olayları ile Azrail ölüm görevi ile, şeytan kötülük işleriyle günümüze ulaşmıştır.

Elbette burada dogma bir inanç veya kült bir anlayış üzerine değil, Sümer tabletleri ışığı altında geçmişten günümüze dinlerin değişimini inceliyoruz. Saygıdeğer Muazzez Hanım da aynı şekilde incelemiş ve bu iş için bir ömürden daha fazlasını vermiştir.

Bu değerli eserin e-kitap olarak okunması için aşağıya bağlantı adresini de eklemek istiyorum.

 

https://ia802807.us.archive.org/22/items/Kuran-Kerimzerine-Meal-TefsirTecvidVbKitaplar/Muazzez-Ilmiye-Cig-Kuran-Incil-ve-Tevratin-Sumerdeki-Kokeni.pdf

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu