KİTAP OKUMA TEKNİĞİ - VEYSEL ALTUNBAY

 

“Okumak, dünyanın en zor işidir, yazmak ise ondan da zor” diye bir söz duymuştum bir zamanlar. Bu sözü duyduğum sıralarda ilk kitabım olan “Burma’da Katre” için Arakan’ı, Burma’yı (Myanmar) ve çevresinde bulunan ülkeleri araştırıyordum. Araştırma sırasında birçok bilgiye ulaşmış, birçok kişilerle görüşmüş ve büyük çoğunluğu yazılı metinlerden oluşan kaynaklara ulaşmıştım. Bir amaç uğruna okuyor, okuduklarımı da zihnimde birleştiriyordum. Ama iş yazmaya gelince nasıl yazacağımı bilemiyordum. Biliyordum aslında ama ben öykü ve roman yazarı olma konusunda çalışmalar yapmış kendimi bu konuda geliştirmeye gayret etmiştim. Burma’da katre de roman olduğu için sıradan bir yazı yazamazdım elbette...

 

            “Aşkın Ayrılık Hali” isimli mensur öykülerden oluşan ikinci kitabımda ise daha çok unutulmaya yüz tutmuş kadim kelimelerimizi kullanmaya ve onları yaşatmaya çalıştım. Bu gayretim neticesinde birçok yayınevinde olmak üzere dergimizde de editörlük yapmaya başladım. Tabi bu serüven yazmam sonucu değil çok kitap okumam sonucu ortaya çıktı.

 

Günümüzde birçok insanın okuma oranının az olduğu biliniyor. Asıl üzücü olan konu ise yazarların, şairlerin de kitap okuma oranının düşük olmasıdır. Bunu birçok yazım hatalarını düzelttiğim kitap ve yazılardan anlıyorum. Yazarın, şairin kitap okuma oranı düşükse kelime ve yazım hataları da o denli fazla olmaktadır. Geçtiğimiz ve daha önceki kitap fuarlarında birçok yazar ve şaire hangi kitapları okuduklarını sordum. Özellikle sözde şair olan bazı kişilerin “Kitap okumuyorum” veya “ Kitap okuyacak zamanım yok” demeleri tüylerimi diken diken etmiş hemen oradan uzaklaşmama neden olmuştu. Eli kalem tutan birinin kitap tutmaması kadar ürkütücü bir sahne olacağını düşünemiyorum....Hayır, olsa olsa bu; iki odunu sürterek ateş yakmaya çalışan adama “Neden çakmak kullanmıyorsun?” diye sorulan bir soruya “Çakmak almaya vakit bulamıyorum” ile eşdeğerdedir...İçler acısı...

 

Bundan sonraki her sayımızda faydalı olacağımı düşündüğüm yazılarla devam etme kararı aldım. Bununla birlikte ilk konumuz; “Kitap Okuma Tekniği” olarak belirledim. Gelelim konumuza;

 

Kitap okuma tekniğinde en önemli konu öncelikle doğru kitabı okumaktır. İlginizin olmadığı bir konu üzerine yazılmış bir kitabı okumak size sadece zaman kaybettirmez ayrıca okuma hevesinizi de kaybettirir. Öncelikle ilk yapılacak olan ilgi alanınızdaki kitaplardan okumaya başlamak olmalıdır.

 

Kitap okuyanlar üçe ayrılır;

 

-Yazar, şair okumaları

-Öğrenmek için kitap okuyanlar

-Okumayı sevdiği için okuyanlar

 

Öğrenmek ve kitap okumayı sevdiği için okuyanlar okudukları kitaplardan notlar almaları yeterlidir. Yazar, şair okumaları ise daha kapsamlı ve detaylı olmak zorundadır. Bu kişilerin okumaları sadece notlar alarak değil, kitap üzerinde işaretlemeler de yapmak zorundalardır. Bir diğer önemli husus da hangi tür kitap okumasına bakmaksızın bunu alışkanlık haline getirmek zorunda olmalarıdır. Kitaplığımda bulunan kitapların çok azı temiz halde kalmıştır. Gerisi tamamen işaretlemeler ve notlarla üzeri yazılmış kitaplardır. Buna Kuran-ı Kerim de dâhildir. Çünkü iyi bir yazar olmanın önemli kurallarından biri de okumak olduğu kadar –İnceleyici okur- da olmak zorunluluğudur. Çünkü inceleyici okurluk yazarlık konusunda yol gösterici ipuçları sunmaktadır.

 

Tarihe ve edebiyat dünyasına damga vurmuş yazar ve şairlerin tekniği incelendiğinde hepsinin belirli kurallar dâhilinde eserler verdiği gözlemlenmektedir. O yüzden yazar okumaları bu teknikleri çözümlemek üzerine olmalıdır.

 

Son olarak her ne amaçla kitap okunursa okunsun muhakkak okuduğunuz kitapların kısa özet ve bilgilerinin not alınması gerektiğidir. Bu sayede hem okuduğunuz kitapların arşivini yapmış olursunuz hem de o kitapların içeriği konusunda hatırlatıcı notlarınız olmuş olur.  Notlarınızı birçok internet sitelerinde yayınlayarak başkalarına da faydalı olabilirsiniz. Yine kendimden örnek vermek gerekirse; okuduğum kitapların birçoğunu kitap yorumlarını okuyarak aldığımı söylemeliyim. Bu sayede sadece okuma alışkanlığı değil, bir yandan da yazma tekniğinizi de geliştirmiş olursunuz.

 

Ferdi Tayfur’un “Of Dağlar” isimli klibini hatırlayanlar bilir; Ferdi Tayfur bu klibinde yüksekçe bir dağa doğru koşuyor. Yol boyunca yorulsa da vazgeçmiyor. O dağa gitmeye çalışırken birçok insan da onun ardı sıra peşinden geliyor. Gün bitip gece çökünce dağa çıkmayı başarıyor ve bir mezar yeri kazmaya başlıyor. Elinde kazma kürek canhıraş kazdığı kuyudan büyükçe bir sandık gözüküyor. Sandığın kapağını açtığında içinden bir ışık huzmesi ve ardından da kitaplarla dolu olduğu görülüyor. Tabi bu sahnede Ferdi Tayfur, bir sevgiliye kavuşur gibi bir sevinçle kitaplara kavuşuyor. Ve klibin bitiminde son sözü “Okumayı seviyorum” oluyor... İşte okuma aşkı böyle olmalı bence... Her zorluğa rağmen okumaktan vazgeçmemeli!

 

İyi okumalar.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu