CANIM ALİYE RUHUM FİLİZ - SEVENGÜL SÖNMEZ

 

Kimi solcu dedi sevmedi kimi komünist dedi sevmedi… Yokluk ve mücadele ile geçen yıllarına kimse bakmadı. Kimse onun mücadele dolu ve bir o kadar da hayata tutunma çabasına değinmedi. Henüz 41 yaşında iken vahşice öldürülüşü bile çoğunda vicdan titremesi dahi yaratmadı…

***

Kaçmak ister insan bazen; sevdiklerinden, ailesinden, şehrinden ya da ülkesinden… Sabahattin Ali hem memurluğu hem de edebiyat çalışmaları için ailesinden hep uzakta yaşamıştır. Almanya’ya öğretmen olarak gitmiş fakat Türklere yapılan bir hakarete sessiz kalamamasından dolayı yurda dönmüştür. İzmir başta olmak üzere birçok şehirde öğretmenlik yapmıştır. Bunun yanı sıra çok kitap okuması ve yazılarının değer görmesi ile birlikte dergi ve gazete çalışmalarında yer almıştır. Markopaşa, Malumpaşa gibi gazeteleri Aziz Nesin ile birlikte çıkarmış fakat zaman zaman sert üslubu yüzünden yakın çevresi dâhil birçok kişi ile sorunlar yaşamıştır.  Aziz Nesin, Nihal Atsız, Rıfat Ilgaz gibi birçok kişi ile birlikte çalışmış olmasına rağmen hiçbiri ile uzun soluklu çalışamamıştır.

Gençlik ateşinden olsa gerek birkaç sevdaya düşmüş olmasına rağmen karşılık bulamamıştır. Sabahattin Ali Almanya’da bulunduğu dönemde FloraynPuder’e, İstanbul’da staj yaptığı dönemde Nahit Hanım’a, Konya’da öğretmenlik yaptığı dönemde öğrencisi Melahat Muhtar’a ve şarkıcılık yapan Muhsine adlı birine âşık olmuştur.

Şiirlerinde ve romanlarında aşklarına ithafen yazdığı cümleleri onu siyaset alanında da ithafa sürüklemiş ve bazı şiirlerinde tahkire kadar gitmiştir. Bunun neticesinde özellikle Atatürk’e karşı yazdığı düşünülen bir şiirinden dolayı 14 ay hapis yatmıştır.

Sabahattin Ali zaten yokluk ve var olma savaşı verdiği dönemde başına bir de mahkemeler bela olmuş sık sık yakalanma korkusu yaşamaya başlamıştır. O da bir kamyonet alıp nakliyeciliğe başlamış ve nakliyecilik yaptığı sırada yurtdışına gitme kararı almıştır.

1935 yılının Mayıs ayında nişanlısı Aliye Hanım ile evlenmiş ve bu evliliğinden kızı Filiz dünyaya gelmiştir.

Gerek nişanlılık gerekse evlilik döneminde yazdığı mektupları bizlerle buluşturan ve Filiz Hanımdan elde ettiği bilgilerle bizleri de aydınlatan Sevengül Sönmez’in hazırladığı kitapta yer alan mektuplardan kesitleri aşağıda paylaşacağım. Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu şu; Nişanlılık döneminde yoğun bir aşk duygusu yaşayan şair, evlilik döneminde maddi kaygı taşımaya ve bu yönde çok ciddi problemler yaşamaya başlamasıdır. Bir yanda karısına idare etmesini söylerken bir yanda kızı için yazdığı o yürek burkan sevginin sözlere dökülen tembihleri Sabahattin Ali’nin yaşam mücadelesini bizlere göstermektedir.

Sabahattin Ali, siyasi baskılar ve sürekli tutuklanma korkusundan dolayı çalışmak üzere yurtdışına kaçak yollarla gitmek istemiştir.  Memurluğundan olması, gazetede yaşadığı sorunlar ve hapis yattığı dönemlerde edilen borçlar aşılamayacak duruma gelmiştir. Daha önce Suriye’ye kaçmaya (gitmeye) çalışmışsa da başarısız olmuştur. Bulgaristan’dan üzerinden gitmek içinse Ali Ertekin (İnsan kaçakçısı) ile anlaşmıştır. Bir kamyonda beraber yola çıkmışlar fakat yolda gittiği sırada sözde milliyetçi duyguları kabaran Ali Ertekin, Sabahattin Ali’nin komünist (Şairin halkın gözünden düşürmek için ortaya atılan bir iftira) olmasını hazmedememiş ve kitap okuduğu bir sırada vahşice katletmiştir. Cesedi tanınamayacak halde olduğu için ancak eşyaları ile teşhis edilebilmiştir.

Ölümünden sonra ortaya çıkan ve Mehmet Ali Cimcoz’a ulaştırması için katiline teslim ettiği mektubunda kaçma nedenini şöyle açıklamıştır: “Bu mektubu elinize aldığınız zaman ben, bir müddet İçin ortadan yok olmuş olacağım. Herkesin beni, geçen seneki gibi tebdilen dolaşır bilmesi münasiptir. Bu kararı vermeden evvel çok düşündüm. Fakat cephemi tayinde daha fazla tereddüt edemezdim. Yepyeni ve daha müspet bir hayata başlamak kararını müthiş nefis mücadelelerinden sonra verdim. Çoktandır verdiğim bu kararı tatbikte bu kadar geç kalmamın sebebi, karım, çocuklarım ve siz idiniz. Fakat bu şartlar altında hayatı devam ettirmeği manasız buldum.”

Evet, geride uğrunda mücadele ettiği edebiyatı, karısı, canı Aliye’yi ve ruhu Filiz’i bırakarak genç yaşta (41) öldürülmüş ve ne yazık ki katili hakkında kesin hüküm dahi verilememiştir.

MEKTUPLARDAN

 

Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.

 

 

İnsan muhitin bayağı manasız soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.

 

 

Doğrusu dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir bence.


“Sen nasılsın? Keyfin yolunda mı? Sevgilim, Filiz’im nasıl? Onun bir fotoğrafçıda, hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder. Kendinin de bir resmini yolla. İkinizi de fevkalade göreceğim geldi.”

 

1 Ocak 1947 yılında yazdığı mektupta karısına şöyle dedi;

 

İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi? Hep genç kalacağım.

 

2 Nisan 1948’de vefat eden Sabahattin Ali bizlere Kürk Mantolu Madonna’yı, Kuyucaklı Yusuf’u, İçimizdeki Şeytan’ı, 60 öykü ve bugün türkülerini dinlediğimiz onlarca şiiri bırakmıştır. Ve bir de Türk piyanist ve müzik bilimci sevgili kızı değerli büyüğümüz Filiz Ali’yi bırakmıştır. Filiz Ali’ye (86) sağlıklı ömürler dileğimle…

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu