DOLAPTAN TEMAŞA - AHMET MİDHAT EFENDİ


Daha önceki yazılarımın birinde de belirttiğim üzere Ahmet Mithat Efendi bir “Zaman Makinesi”dir. Onun Zaman makinesi olan kitaplarının içine girdiğinizde sizi geleceğe değilse bile geçmişe götüreceğine garanti verebilirim.

Ahmet Midhat Efendi ile bazen Gürcistan’ın geçmişine bazen İtalya’nın sahilerine, bazen İstanbul’un gizemli bir yapısına yolculuğunuz çıkabilir. Bu yolculukta yanınıza almanız gereken tek bir şey var; sabırlı olmak ve kendinizi Ahmet Midhat Efendi’nin eserine bırakmak… O sizi alır ve götürür.

Dolaptan Temaşa kitabı ile de iki tarihe yolculuk yapıyoruz; kitabın yazıldığı 1890’lı yıllara ve kitabın konusunun geçtiği 1830’lu yıllara.

İşte o yıllarda Yeniçerilerin henüz “kazan kaldırmadığı” ve yürürlükte olduğu bir dönem. Behram Ağa arkadaşlarıyla beraber bir Yahudi meyhanesine giderler. O dönemlerde insanların en büyük eğlencelerinin “oyun ettik” sözüyle biten türlü eğlenceleri olurmuş. Bu eğlence neticesinde türlü türlü oyunlara maruz kalan kişi olayın “oyun ettik” sözüyle şaka olduğunu anlarmış. Belki de günümüzün sosyal medyası da bu oyunlarıydı o dönemin. Çünkü insanlar oyun edilen kişiyi dilden dile anlatır her dinleyen o anlatılarla eğlenirmiş.

Behram Ağa da arkadaşlarıyla otururken önce biri sonra diğeri olmak üzere dışarı çıkıp gelmeyen ve Behram Ağa’yı yalnız bırakıp habersizce giden arkadaşlarının “oyun ettik” demek için yaptığı bir oyuna düşmüştür. Behram Ağa çaresiz hesabı ödeyerek önceden arkadaşlarıyla sözleştiği üzere Kesmekaya semtine Helva sohbetine katılmak üzere meyhaneden çıkar. Tabi o da kendince arkadaşlarına ders vermek üzere kafasında onlara oyun ettim kurgusu tasarlar. Onlara “ siz beni yalnız bırakıp gidince başıma neler geldi neler!” diyecektir. Bu düşünceler içerisinde havanın da kararması ile iyice yorulmuştur. Yolu da zaten bilmediğinden tahmin üzere gitmektedir. Hem yolu bilmemenin hem vaktin geçmesinin verdiği buhranla iyice yorulmuş ve bir kapıya yaslanmak zorunda kalmıştır. Fakat o da ne! Yaslandığı kapı aniden açılır ve neredeyse içeriye düşecek duruma gelir. Üst kattan bir kadın elinde şamdanla merdivenlerden inerek kapıdaki adamı içeriye davet eder. Behram Ağa’ya “ İçeri gel, burası eğlenme yeridir. Biz de bu sayede para kazanıyoruz” diyerek niyetini söylemiştir. Behram Ağa’nın kadının isteği yönünde hiç mi hiç gözü yoktur fakat yorgunluk ve vaktin geçmesinden dolayı tek isteği temiz bir yer bulmanın güvencesi ile geceyi geçirmeyi ve kadına da arzu ettiği üzere birkaç para vermeyi karar almıştır. Nitekim kadın tarafından odaya çıkarılan ve evliliği boyunca görmediği bir ikram ve şefkatle kadının ikramlarından atıştırdığı sırada kapı çalınır. Kapıyı kadının belalısı olan Yeniçeri zorlu Mustafa çalmıştır. Kadın alelacele Behram Ağa’yı dolaba saklamıştır. Dolapta ecel terleri döken Behram Ağa Zorlu Mustafa’nın her dolaba yaklaşmasında ölüp ölüp dirilmiştir. Zorlu Mustafa sevgilisine olan bağlılığını ve kıskançlığını söylerken kabadayılığından da ödün vermeden konuşuyordur. O sırada olacak olmalı ya, kadının kocası Paşalı Ahmet de gelmiştir. Paşalı Ahmet içeride karısı ile Yeniçeri’yi görünce yine de sabırlı davranmış ve ona kibarca “ Beraber dışarıya çıkalım sonra sen içeri gir. Bu ev de, Leyla da senin olsun. Beni anlamalısın kardeşim benim de gururum var. Evde karısını başkasıyla yakalayıp da çekip gitti dedirtmek istemiyorum” der. Zorlu Mustafa kabadayı ya, kabul eder mi? Etmez tabi…

Nihayet Paşalı Ahmet daha fazla bu yüzsüzlüğe dayanamaz ve hançeri çıkardığı gibi Zorlu Mustafa’yı delik deşik eder. Kısa süre sonra da Leyla’nın kafasını kesip bir kenara atar. Behram Ağa dolaptan temaşa ediyor etmesine de ne ecel terleri döküyor kitabı okuyunca görün…

Behram Ağa aniden Paşalı Ahmet’e yakalanınca olmadık diller dökmeye başlıyor. Kendisinin kazara burada olduğunu söylemesine rağmen Paşalı Ahmet “Yalan söylüyorsan iki, üç olur” diyerek tehdit ediyor.

Nihayet Behram Ağa kendini kanıtlamayı başarıyor. Ve büyük bir beladan kurtuluyor. Hatta Paşalı ile ölünceye kadar dost oluyor.

***

Her ne kadar özeti bu olsa da gülmek, korkmak, gerilmek isteyenler için trajikomik bu kitabı muhakkak okuyun. Fiyatı da uygun olduğu için muhakkak kitaplığınızdan yer açın.


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Close Menu