DEİZM
AKLI
Deizm Aklı, Vedat Ali
Kızıltepe’nin yazmış olduğu deneme türünde ilk eseridir. Vedat Ali Kızıltepe bu
eserinde bir din adamı olarak değil de kendi alanı olan sosyolojik bakış açısıyla
ele aldığı bir çalışmadır. Yazar konuları irdelemiş, deizm, ateizm, agnostizm, panteizm ve materyalizm gibi alanları araştırmış ve bu inanışlar hakkında bilgileri yazmıştır. Her ne
kadar tarafsız olmaya gayret etmeye çalışmış olsa da kitabın sonlarına doğru
gerçek yolun İslam yolu olduğunu da okuyucuya (ya da bu inanışlara sahip
kişilere) hafiften belirtmeye çalışmıştır.
Kitap içerisinde yeterince
açıklamalı yazıldığı için deizm nedir, ateizm nedir diye ben de açıklama yazma
gereği görmüyorum. Ki zaten bu konu başta bu tür akılcı inanışlara sahip
kişilerce yeterince bilinirken, bu konuları bilmeyenler için de Yunus Emre’den,
Ayşe Nine’den hikâyeler vererek onların neden akılcı inanışlar dışında semavi
inanışlara sahip olduğunu da anlatmıştır. Elbette akılcı derken İslam inancının
da akıl dini içerisinde yorumladığımı belirtmeliyim. Keza yazar, kitabın sonunda Kuran-ı Kerim’de
geçen “AKIL” ile ilgili onlarca ayeti örnek göstermiştir.
Başta deizm olmak üzere
insanların deizm veya diğer inanış biçimlerine kaymalarında en çok rolü olan
bazı önemli meseleleri de kitap içerisinde görebiliyoruz. Bunlardan en
önemlilerinden biri de Hz. Muhammet’in Hz. Ayşe ile evliliğidir. Bu konu Deizm
Aklı’nda yer aldığı için ben de ufak bir ekleme yapmayı yazımı sürdürmek amaçlı
gerek görüyorum; Bilindiği üzere ve kitapta geçtiği üzere Hz. Ayşe evlendiğinde
6 veya 9 yaşlarında olduğu belirtiliyor. Ve yazar bunun aslında olağan olduğunu
geriye dönüp ninelerimize dedelerimize baktığımızda onların da küçük yaşlarda
evlilik yaptığını ve o zamanın ayıplanmayan bu evliliğinin şimdi ayıplanarak
din dışı olarak ele alınmaması gerektiğini belirtiyor. Evet, bu konuda yazar
gayet haklı. Hatta desteklemek adına şunu da belirtmem gerekiyor; Geriye dönük
halk şairlerinin şiirlerine baktığınızda (Karacaoğlan, Âşık Emrah gibi)
birçoğunun şiirlerinde sizler de okumuşsunuzdur ki şu ifadeler yer alır;
Kar mı yağmış şu Harput'un
başına
Kurban olam toprağına taşına
Küçük yaşta bir yar sevdim vay nenni
O da girmiş on üç on dört yaşına
Veya
Henüz 14 yaşında gür memeler çağında/ Al olmuş yanakları doyum olmaz
tadına..
Ya da
Bir güzel ki on yaşına girince
Gonca güldür de henüz açılır
On birinde gonca diye koklarlar
On ikide elma deyip saklarlar
On üçünde cevr-ü cefa çekerler
On dördünde hamre şekere benzer
Gibi şiirler hep dönemin
halk şairlerince yazılmış, günümüze gelmiş ve birçoğu da hala türkü olarak
söylenmektedir.
Bu anlayış içerisinde konuyu
irdelediğimizde karşımıza çıkan sonuç şu olmaktadır; Hz. Ayşe 6 yaşında hadi 9
diyelim hatta 3’te biz koyalım 12 yaşında bile olsa –çağdaş olmayan bir toplum
geleneğinden gelen halk şairleri- bile yaşı en az 13-15 yaş arasında kaleme
almışlardır. Yani belirtilen yaş aralığında bile neredeyse 3-5 yıllık bir fark
bulunmaktadır. İslami kesimden tepki
almak veya tartışmaya girmek gibi bir niyet içerisinde değilim. Aslında
tartışabilecek bir bilgim de olmadığı gibi kafa yoracak fıtratta da değilim.
Öyle ya da böyle ortada var olan bir bilgi üzerinden gidiyorum. Hadi
haddime değil ama bu olayı şu şekilde de kabul edelim; Evet çağdaş olmayan
Anadolu topraklarında 13-15 yaşında evlilik ayıp görülmüyordu. Çünkü o
yaşlardaki bir kız (çocuğu) evlilik yapabilecek anatomiye sahip oluyordu. Fakat
Arap toplumlarında ise bu fizyolojiye daha erken giriliyordu. Sebebi de
Arabistan’ın sıcak hava ikliminden dolayı idi… De denilebilir. Bu kez karşımıza
çıkan soru ise şu oluyor; Peki Hz. Ayşe o yaşlardaydı, ya Peygamber kaç
yaşındaydı?
***
Kitap içeriği gereği dar
kapsamlı yazılmış, kimseye değmeden, dolaşmadan sadece konular başlığı
üzerinden ele alınmaya çalışılmıştır. Hatalar ve basımdan kaynaklı bazı eksiklikler
olsa da belirtmeye gerek görmeden birkaç konu eklemek istiyorum;
Bilgisayarların çalışma
kanunu “ eğer” kodu ile başlar. Hayvanların yaşam koşulu “Şayet” ile devam
eder. İnsanın ise “Neden” ifadesi ile varoluşçuluğu başlar. Bilgisayara verilen
yaşam kodu “eğer” komutudur; “eğer” güç düğmesine basılırsa elektrik akımı
gerçekleşir. Hayvanlarda; “Şayet tehlike varsa kaç” “Şayet tehlike yakınsa
savaş” Ama insanlarda bu kadar dar
kapsamlı komut yoktur. İnsan nedenseldir, nedencidir, nedendendir… Nedenci bir
yaratılmış varlığa “Deizm değil İslamiyet, Ateizm değil Allah gerçektir”
derseniz alınacak cevap “Neden?” olur… Neden İslamiyet son dindir? Neden Allah
peygamberlere ihtiyaç duymuştur? Ve bu soru uzayıp gider..
Son olarak şunu da
belirtmeliyim; Hangi inanış olursa olsun sonucunda ya gerçek NEDEN-SONUÇ vardır
ya da Neden olsa bile sonuç sadece teslimiyet vardır. Müslüman toplumlarda var
olan inanış şudur; KAYITSIZ ŞARTSIZ İMAN ETMEK! İşte deizm de ise kayıtlı
şartlı araştırmaktır. O yüzden deizm, ateizm veya adı her ne olursa olsun bir
aklın veya araştırmanın sonucunda doğan her fikre saygı duyarım. Deisti
İslamiyete davet etmeye, ateiste Allah’ı izah etmeye gerek görmem. Akıl varsa
NEDEN de vardır. Neden varsa Sonuç da vardır… Ben Allah’ı doğan güneşte görürüm
diğeri hiçbir yerde görmez… Ben Peygambere “Neden Hira mağarasında vahiy
geldi?” derim, bir diğeri “O kutsal topraklarda ölsem!” der.
Deizm Aklı, farklı bir akılı
akıllıca aklamaya çalışmak değildir, akıl ve mantık içerisinde gerçeğe ulaşmaktır…
Bu bağlamda Deizm Aklı kitabı düşüncelerinize ve özellikle gençlerin
sorgulamasında önemli etki sağlayacak başarılı bir çalışma olduğunu
söylemeliyim.
YAZARI : VEDAT ALİ KIZILTEPE
YAYINEVİ : MİHENK / 2021/ 136 SAYFA
0 Yorumlar
BU KONU HAKKINDA FİKİRLERİNİ YAZMAK İSTER MİSİN?